Hıssedıyorum
alkolün damarlarımda gezınıp delicesine sarhoş edeceği mutluluk
naralarıni arka arkaya sıralayacagına ve sonsuz huzuru sıcak şarapla
tadacagımız zamanlar yakın biliyorum gelecek o zamanlarda şimdide iyiyiz
ama daha zamanımız var unutma cennet tanem dizelerini herkes bilmez
tıpkı yagmurun sonsuz sekılde huzur verdiğini bilmedikleri gibi ve
birsey daha şemsiye tutmasını öğrendim cennet tanem. Senle geçtiğim bütün sokakları bütün caddeleri bütün cafelere yeniden uğradım ama hiçbiri seninleyken verdiği tadı vermedi hatta o tatlı yediğimiz yerde tatlı yedim tadı tuzu yoktu ve biliyorum seni her gördüğümde kalbim hızlı atıyor nefes almayı unutuyorum az kaldı ''CENNET TANEM'' az zaman gelecek sonsuza kadar beraber olacagız hep düşlediğimiz gibi hayatımızda senin istediğin herşey olacak en önemlisi benim hayatımda sen olacaksın bu bana bir ömür yeter . . .
(D'ye yazılmış satırlardan ) 29,08,2014 01,59
28 Ağustos 2014 Perşembe
24 Ağustos 2014 Pazar
04-06-2011
çıkıs Yok...Hayata Dair mutluluğa dair birşey yok..Geleceğe dair bi amaç yok..Yaşama karşı bi hamlem yok..umutsuzum hayat zevk vermiyor..Allak bullak bir yaşam her gün aynı diyaloglar.."Nasılsın?" sorusuna aynı cevap..İçimdeki değişimi kaybettim her gün aklımda aynı şey ama modeli şekli farklı..Hayata 1-0 yeniğim..İntihar etmeyi düşünüyorum ama hala içimde ufacık bi yarın var.O yarın gerçek olur diye yaşama devam ediyorum..Ama günler geçtikçe imkansıza yürüdüğümü fark ediyorum..Bilemiyorum hayatıma yön veremiyorum..Çok büyük bir risk alıp kontrolü rüzgara bırakıyorum,nere giderse oraya nereye atarsa oraya..Okyanusta kaybolan inci gibi ama ben en değerli kolyede olmak için çaba harcamıyorum..Kendimi dalgalara bıraktım onlarda sürekli kayalara çarpıyor zedeliyor beni..Geçen her dakika dahada uzaklaştırıyor beni..İçimde paylaşmadığım paylaşamadığım şeyler var..Aslında yaşamıma dair bir bilginiz yok sadece kendi yazdıklarımı biliyorsunuz altında yatanlardan haberiniz yok..Çok defa paylaşmak istedim.Yazdım ama taslak olarak asla gönderemedim çünkü sizi ilgilendirmez..İlgilenmekte istemezsiniz..Hatta paylaştığım kişiyi sıktığımı hissettim artık onada yazmıyorum..Kimse sorunun varmı diye sormuyor çünkü sorunum yok, sorun başlı başına benim..Allak bullak bilinç altı yerine yerleştiremediğim şeyler...Mekan, yer, kişi var ama zaman, tarih ve kişilerin gerçekliği kesin değil..Ne garip değil mi? Bu garipliklerle yaşamak, hayal mi gerçek mi düşünmek, cevaplayamadan başka şeylerin gelmesi baş edemiyorum artık..
14 Ağustos 2014 Perşembe
Doğrular
Sevgili “bakkalın önündeki amca”,
Dün sokakta bakıştık biraz, bana gıcık oldun, hatırlıyor musun?
"Ne bakıyor lan bu herif?" diye düşündün hani.
Önünden geçen şortlu kız köşeyi dönene kadar kızın kıçını seyrettiğin için beni biraz geç farkettin ama olsun. Seninle o an konuşamadık, işim vardı. Bari bugün yazayım dedim.
Kadınlar hakkında bilmediğin bazı gerçekler var güzel kardeşim.
Seni üzeceğini bildiğim halde, sana biraz bunlardan bahsedeceğim.
İlgini çekeceğini düşünüyorum.
İlk üzücü haberim, kıyafetlerle ilgili.
Şort, mini etek ya da askılı elbise giyen kadınlar teşhirci değil. Sadece hava sıcak. Ağustos ayında hava genellikle sıcak oluyor.
Şortlu kadın gördüğünde havanın sıcak olduğunu hatırlaman, sakinleşmene yardımcı olacaktır.
Havanın sıcak olup olmadığını Twitter’dan öğrenebilirsin, herkes yazıyor.
Hayallerini kırmak istemem ama, başka bir üzücü haberim daha var:
Geçen hafta sana adres sorarken gülümseyen güzel kız, senin üzerine Nutella döküp yalamak istemiyordu, emin olabilirsin.
İnsanlar iletişim kurarken gülümserler, sen de dene, iyi geliyor güzel amcam.
Yeteri kadar kasmışsın zaten, artık kasma kendini.
Bazı geceler İstiklal’de gördüğün, kahkahalar atarak yürüyen sarhoş kızlar var ya hani. Şaşıracaksın ama, onlar da önlerine gelene “vermiyorlar”. Sadece kız kıza biraz içip, biraz eğlenip, rahatsız edilmeden, taciz edilmeden evlerine gitmek istiyorlar.
Sen Barınç’ı falan dinleme, siktir et.
Kahkaha atan kadının neşesini bozma be kardeşim.
Bırak, ayıptır, rahatsız etme.
Rahatsızlık demişken, sana rahatsız edici bir gerçekten daha bahsetmek istiyorum:
Rastladığın turist kadınlar, sadece bir “Türk erkeği” olduğun için sana hayran falan değiller. Narin kalbini kırdığım için beni affet fakat çocukluğundan beri gazetelerde okuduğun “Türk erkekleri kaplan gibi, aşırı emizlemek istiyorum” türünden röportajları gazeteciler (afedersin) götünden atarak yazıyordu.
Konuyla ilgili başka bir şok edici gerçek daha var:
Geçenlerde Ortaköy’de gördüğün o iki sarışın, uzun boylu Rus kız orospu değildi.
Tüm özgüveninle laf atmana rağmen “fak yu” cevabı vermelerinden anlamalıydın. Bir dahaki sefere hatırla lütfen.
Söylediklerimden hoşlanmıyorsun, biliyorum.
Bir-iki şey daha ekleyip seni yalnız bırakmak istiyorum.
Mesela:
Yan apartmanda her gece evine başka bir erkek çağıran kız var ya, hani yalnız oturan. Evine gelen erkeklerin hepsiyle mutfak tezgahında tepinerek seviştiklerini düşünüyorsun belki, ama o durum da öyle değil güzel arkadaşım.
Kadınlar erkeklerle seks yapmadan sadece arkadaşlık edebiliyorlar. Sen de yapabilirsin, kadınların arkadaşlığı hayatını güzelleştirir.
Bir kadının memelerine bakmadan da onunla konuşabilirsin.
Yeter ki kendine inan.
Son bir noktaya daha parmak basıp konuyu kapatayım:
Kadınlara nasıl bakarsan, onlar da sana öyle bakarlar güzel kardeşim.
Dün sokakta bakıştık biraz, bana gıcık oldun, hatırlıyor musun?
"Ne bakıyor lan bu herif?" diye düşündün hani.
Önünden geçen şortlu kız köşeyi dönene kadar kızın kıçını seyrettiğin için beni biraz geç farkettin ama olsun. Seninle o an konuşamadık, işim vardı. Bari bugün yazayım dedim.
Kadınlar hakkında bilmediğin bazı gerçekler var güzel kardeşim.
Seni üzeceğini bildiğim halde, sana biraz bunlardan bahsedeceğim.
İlgini çekeceğini düşünüyorum.
İlk üzücü haberim, kıyafetlerle ilgili.
Şort, mini etek ya da askılı elbise giyen kadınlar teşhirci değil. Sadece hava sıcak. Ağustos ayında hava genellikle sıcak oluyor.
Şortlu kadın gördüğünde havanın sıcak olduğunu hatırlaman, sakinleşmene yardımcı olacaktır.
Havanın sıcak olup olmadığını Twitter’dan öğrenebilirsin, herkes yazıyor.
Hayallerini kırmak istemem ama, başka bir üzücü haberim daha var:
Geçen hafta sana adres sorarken gülümseyen güzel kız, senin üzerine Nutella döküp yalamak istemiyordu, emin olabilirsin.
İnsanlar iletişim kurarken gülümserler, sen de dene, iyi geliyor güzel amcam.
Yeteri kadar kasmışsın zaten, artık kasma kendini.
Bazı geceler İstiklal’de gördüğün, kahkahalar atarak yürüyen sarhoş kızlar var ya hani. Şaşıracaksın ama, onlar da önlerine gelene “vermiyorlar”. Sadece kız kıza biraz içip, biraz eğlenip, rahatsız edilmeden, taciz edilmeden evlerine gitmek istiyorlar.
Sen Barınç’ı falan dinleme, siktir et.
Kahkaha atan kadının neşesini bozma be kardeşim.
Bırak, ayıptır, rahatsız etme.
Rahatsızlık demişken, sana rahatsız edici bir gerçekten daha bahsetmek istiyorum:
Rastladığın turist kadınlar, sadece bir “Türk erkeği” olduğun için sana hayran falan değiller. Narin kalbini kırdığım için beni affet fakat çocukluğundan beri gazetelerde okuduğun “Türk erkekleri kaplan gibi, aşırı emizlemek istiyorum” türünden röportajları gazeteciler (afedersin) götünden atarak yazıyordu.
Konuyla ilgili başka bir şok edici gerçek daha var:
Geçenlerde Ortaköy’de gördüğün o iki sarışın, uzun boylu Rus kız orospu değildi.
Tüm özgüveninle laf atmana rağmen “fak yu” cevabı vermelerinden anlamalıydın. Bir dahaki sefere hatırla lütfen.
Söylediklerimden hoşlanmıyorsun, biliyorum.
Bir-iki şey daha ekleyip seni yalnız bırakmak istiyorum.
Mesela:
Yan apartmanda her gece evine başka bir erkek çağıran kız var ya, hani yalnız oturan. Evine gelen erkeklerin hepsiyle mutfak tezgahında tepinerek seviştiklerini düşünüyorsun belki, ama o durum da öyle değil güzel arkadaşım.
Kadınlar erkeklerle seks yapmadan sadece arkadaşlık edebiliyorlar. Sen de yapabilirsin, kadınların arkadaşlığı hayatını güzelleştirir.
Bir kadının memelerine bakmadan da onunla konuşabilirsin.
Yeter ki kendine inan.
Son bir noktaya daha parmak basıp konuyu kapatayım:
Kadınlara nasıl bakarsan, onlar da sana öyle bakarlar güzel kardeşim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)