Sayfalar

25 Eylül 2014 Perşembe

Susalım be biladerim

Çok saçma şekilde uyandım bu gün sanki yaşamıyormuşum gibi telefonuma baktım 100 küsür cevapsız çagrı bi o kadarda mesaj  önemsemedim hiçbirini nefesi alamıyor alsamda veremiyordum kalbim sıkışıyordu dün gece sigarayı çok kaçırdım gene dedim ama garip bişey vardı ben güneşi doğuyor sanarken aslında batıyormuş gibiydi saate baktım saat ögleden sonra civarıydı onuda salladım zaten son günlerde her şeyi sallamıştım olayların etkisi büyük tü bu işte ama ne yapabilirdim ki şirketten resmen siktir edilmiş hayatımın amına kendim koymuş dışarıu çıktıgımda normal gibi davranmaya çalışıyorum ama olmuyor ne yapsam ne etsem bariz üstümdeki leş in izleri var ne bileyim abi sanırım bu sefer kesin ölücem gibi kalbim daha sık sıkışıyor nefes almayı unutuyorum arasıra sonra aklıma geliyor herşeyide geçtim beni seven insanları  yanıltıyorum hatta uğruna öleceğim kadını bile fazlasıyla kırıyorum alkolden bahsetmek istemiyorum zaten şişenin dibini görmekle kalmıyor ikinci şişenin dibini görüyorum resmen hergece bu durum böyle sanırım böylede gidecek bilmiyorum abi  bi sikim bilmiyorum ne yapıcam  neler yapıcam onuda bilmiyorum nerede gülüp ağlayacagım unutmuşum yeter diyip çığlık bile atamıyorum sanırım artık ölmeye daha fazla yakınım oda fazlasıyla ...

20 Eylül 2014 Cumartesi

zeze' ye

okuduğunu biliyorum.
kalbini yavaşça sesime bırak
ve teslim ol..
anlaşamıyoruz, bende farkındayım. kopamıyoruz her şeye rağmen; işte bu en güzeli. insanın hayatta kördüğümlerle bağlandığı bir takım şeyler olmalı. insanın sağlam halatlarla tutunduğu bir şeyler olmalı. insanın, dünyanın en büyük suçlarını işlese dahi ona sığınak olabilecek birisi olmalı, onu kendinden sınır dışı etmeyecek, asla teslim etmeyecek, kendine hapsedecek biri... neden mi? çünkü, tek başına bir insan bir hiçtir. insan insanla anlamlaşır. insan insana güvenerek korkmadan yaşayabilir ancak bu kocaman dünyanın sayısız boktan şeyleri içinde. kendini adayacağın biri varken, nefes almak daha değerli olur.
beni anla
ve usulca gülümseyerek
"o bahsettiğin kişi benim" de,
seni güldüğün yerden sonsuz öpüyorum.
ne olursa olsun anlaşamıyoruz, biliyorum. ne sıkıcı bir şey olurdu anlaşmak seninle. neden mi? zıt kutuplar birbirini çeker diyor fizik. kopamıyorsak işte bu evrenin kanunu. kavga edelim, tartışalım, hatta saçma sapan sebepler yüzünden küselim günlerce, ama sonunda yanımda gördüğüm kişi ol. ne olursa olsun, elimi tutacağını ve hiç bırakmayacağını bildiğim kişi sensin. ne olursa olsun yolunda adımlarımın başka yönlere sapmayacağından emin olduğum kişi sensin. o yüzden hayatın en mahşer anında bile, umudunu asla sevgimden yitirme, çünkü ben seni arıyor olacağım bütün kayıpların içinde; yalnız seni.
yarı uyanık halinle
yüzüne dağılmış saçlarının kokusuna ruhumu yaslayıp,
nefesini bütün hücrelerim doyana kadar içime çekeceğim,
sevgilerle...
(alıntı)

18 Eylül 2014 Perşembe

GENE KÜFÜRLER ETTİM !!!


Senin gidişinin üzerinden yaklaşık 3.5 sene geçti ve hala kokun üzerimde ne oldu bana bilmiyorum her şeye tepkisizim her şeye başka zaman dünyaları yakan ben şimdilerde fazla konuşmuyor daha az yemek yiyor daha az insanla karşılaşıyorum zamanım genelde sensin senden sonrası yok sürekli bi alkol durumları daha fazla sigara aslında biliyomusun bunları yazacak halim bile yok ama ayık oldugum zamanlarda yazmaya çalışıyorum belki unuturum gibisinden ama şunu iyi biliyorum acı çeken bir insan görüntüsünde olsamda ben senin hayalinle bile çok mutluyum bu arada hala en sevdiğim film 2 tane en sevdiğim şarkılar senle dinlediklerim kısacası senle olan herşeyin müptelasıyım kısacası neyse canım içi sen gene çok kızarsın bana içtiğim için ama senin melek uçup gitmeni kendime başka türlü anlatamıyorum oralarda bi yerlerde bana gülüyorsun biliyorum ve hala beni seviyosundur ha unutmadan geçen yolda yürürken senin parfümün kokusu geldi burnuma gene en agır küfürleri ettim affet o koku sadece senn olmalıydı cennet tanem. . .

16 Eylül 2014 Salı

KARAKTERSİZLİK

Hani özcan denizin bi şarkısı var
'Ah ne zormuş sevdalanması bir erkeğin ağlaması
Seçmedim yaşadım yeri hayat diye
Dibe vurdum lanet olası
Şimdi arkamdan atıp tutuyorlar
Karı gibi acı çekiyor diyorlar
Ben oluk oluk kan kaybında onlar adamlığı inkar zannediyorlar
Soframda her gece bir erkek avrası sevgili çoktan suyun öte yakasında
Bundan daha çok kaybedemem
Şimdi sıra insan gibi acı çekme faslındaÖyle olmuyor böylede olmuyor
Sığmıyor bu benim meşrebime vesselam
Bu değil anamın ben diye büyüttüğü
Uymuyor adamlık hamuruma böyle intikam,
diyor şarkıda az bişey acı çeken  bir insan bu şarkıda neler anlatmakistediğini en derininde hisseder ama sıkıntı olan o değil o acıyı çektirenlerin bunu zevk olarak yapması değilmidir. Hatta iddaya girerim sırf insanlara acı çektirmeyi meslek edinmiş insanlar var onlara ne derecede küfür etmeli sorarım size ...
Diğer boyut ise acı çeken insanların değişmesi bu durumu evrim bile açıklayamaz sanırım çünkü birden bire iyi aile çocugu diye sınıflandırdıgımız sahsın erol taşa dönüşme sürecidir desek yanılmayız.
 düşününsene sürekli yüzü gülen herkes tarafından sevilen cıvıl cıvıl insanın aksi lanet kötülük le beslenen biri olması bence kimse kendi kendine böyle olmak istemez...

yani olayı özetleyecek olursak şarkıdada söylendiği gibi  insanlar ilk önce iyidir daha sonra yediği kazıkların bileşkesi yardımıyla kötü olur .
(kötü insan yokmudur yani ? peki ilk kötü kim ? bu kadar insanın günahını nasıl kaldırır gibi saçma ama düşündürücü sorularıda zaten soran yoktur?



                                                             PAGE  II
HER ŞEYİ ANLARIMDA BİR İNSANIN ARKASINDAN O KADAR KÜFÜR ETTİKTEN SONRA O KADARARKASINDAN KONUŞTUKTUKTAN SONRA NASIL OLURDA HALA ONLA ARKADAŞ KALABİLİYOLAR BU ORUSBU ÇOCUKLUK DEĞİLDE NEDİR. PEKİ YA HAYATINI BELEŞE GETİRMEK İÇİN BAŞKALARINA YARANMAYA ÇALIŞAN İBNELERE NE DEMELİ ONLARDA HİÇ Mİ GURUR YOK HİÇ Mİ KARAKTER YOK BUNLARA KÜFÜR ETMİYCEZDE KİME KÜFÜR EDİCEZ BU TİPLERE ORUSBU ÇOCUGU DEMEYİP KİMLERE DİYECEGİZ .