Sayfalar

30 Aralık 2014 Salı

YANİ GELMELİSİN BÜTÜN HÜCRELERİNLE BANA ..

"seninle soğuk bir kış akşamında oturup mandalina yemeli,
belki dökerse bulutlar beyazlığını yeryüzüne
kardan adam yaparız, kartopu oynarız
üşümekten kıpkırmızı olan burnunun ucundan öperim,
siktir et kaloriferi falan modern şeyler değil
odunlu soba isterim
kestane pişiririz, aynı koltukla film izleriz
ben sana şiirler okurum, sen bana roman olursun
benimle en güzel sen olursun,
benim yaşayacağım evin mutfağında
en güzel sen durursun,
kahvaltıyı beraber hazırlarız
ben omleti yaparken, sen çayı doldurursun..
hiç doymam gözelerinin içine bakmaya,
sesini alır nazar boncuğu yaparım içime,
bu dünya cehenneminin en orta yerinde
tek huzur bulduğumsun.

yani gel
sev beni,
acım geçsin..
sensiz nefes alıp vermek dahi sancı olur
göğsümün bütün hücrelerine,
biliyorsun."
Bayram Karakeçili

21 Aralık 2014 Pazar

Paralel evren ?

st petersburg, rusya'ya gitmiştim 5 yıl önce. rusya'ya gittim sandım ama meğersem paralel evrene geçmişim amk.
neyse ilk gün akşamı süpermarkete gittik, en pahalı sigara parliament türk lirasıyla 1,40 tl. ananı avradını deyip 10 paket aldım ki o zamanaynı sigara tr de 7,5 tl'ydi. bira bildiğin küçük su fiyatında olduğu için votka alalım dedik, lan bizim cappy fiyatına 70'lik votka alıyorsun. hayvanlar gibi yüklendik votkaya, sigaraya eve geldik başladık içmeye.
12 gibi kararıyor hava koduğumun memleketinde, her şey ters. 11 gibi çıktık dışarıya, bir mekana gidelim dedik ama bir sorun var 3 erkeğiz yanımızda kız mız yok. alırlar mı falan diye mekanın kapısına gittik, hayvan gibi sıra var, kızları erkekleri ayırmışlar sırada, yanyana sırada dikiliyoruz öyle. bebek gibi hatunlar, türkiye'de giremeyecekleri bir yer yok ama bodyguardlar almıyorlar kızları içeriye, içeride yeteri kadar kız var diye, kamyon dolusu erkek alıyorlar, bizim gibi kazma kazma tipleri aldılar içeriye. arkadaşa dedim lan olm biz gay club'a falan gelmiş olmayalım baksana amele pazarından amele alır gibi aldılar hepimizi. tam o an mekanın içine girdik, arkadaşın cevap vermesine gerek kalmadı. içerisi bildiğin mango outlet. bodyguardlar haklıymış lan, hepimize yetecek kadar kız varmış içeride.
neyse abi, benim karıda kızda gözüm yok, türkiyede sevgilim var, aldatmam kafasındayım ama kızlar rahat bırakmıyor ki, hayır öyle yakışıklı bir tip falan da değilim. barda oturuyorum gelip çakmak bahanesiyle muhabbete giriyorlar, lan bunlar beni sikecek galiba diye kezban tavırları atıyorum erkek halimle. neyse benim arkadaşlar buldu 2 hatun dans ediyoruz ayağına çiftleşiyorlar resmen. ben de ortamda ingilizcesi en düzgün insan olan kızıl ordu generali üniforması giymiş barmenle muhabbet ediyorum. adamla muhabbet ilerledikçe dayadı beleşten votkayı, viskiyi benim kafa oldu uçurtma gibi, ayakta duramıyorum amk. kafayı koydum bara uyuyorum, bizim elemanlar giderken kaldırır beni nasıl olsa diye. uyurken birisinin masaya eliyle çat çat çat diye vurduğunu duydum, aha dedim bodyguardlar atıyor beni siktir git evinde uyu diye. kafamı bir kaldırdım bebek gibi bir hatun, paketten bir sigara verdi ağzıma, yaktı, sızmadan önce yarım kalan viskimi önüme çekti konuşmaya başladı, ama yok böyle bir güzellik. dedim ben alkol komasından öldüm, arada kaynayıp cennete gittim aha bu da huri. yok abi her şey gerçek, ne konuştuk hatırlamıyorum ama en son kıza bir tekila ısmarladım, içtikten sonra hadi sana gidelim dedi(let's go to your place dedi de türkçe dublajlı okuyorsunuz siz). lan şeytan diyor al götür, bir yandan türkiyedeki sevgilim aklıma geliyor, kafam hayvan gibi güzel, kız daha da güzel, neyse ben yine idealist durdum ve eve gidersek sevişiriz, ama ben sevgilimi aldatmak istemiyorum dedim(kafamı sikeyim, sonra ben aldatıldım). kız bozuldu, biraz daha soğuk soğuk konuştuktan sonra kalktı gitti, biz de arkadaşlarla sabah 6 gibi kahve içip eve gidip camış gibi uyuduk, onlar tuvalette yemişler armudu, kafaları rahat.
neyse çok uzattım böyle böyle geçen iki haftadan sonra istanbula döndüm, st petersburg sokaklarından sonra mecidiyeköy'e gelmek zaten işkence bir de evin anahtarı kaybetmişim rusya'da. valizi tekele bırakıp ev arkadaşımı aradım nerdesin diye, taksimde secret diye bir mekandaymış, gittim kapıda bodyguar almıyor sapım diye. allahım nereye düştüm ben, iki haftadır bebek gibi hatunların alınmadığı yerden geldiğim ilk akşam anahtarı alıp çıkacağım dememe rağmen sikik bir yerin kapısında dikiliyorum. neyse o zamanlar türkiyede olmayan ama rusya'da olan bir paket marlboro filter plus verip içeriye girdim.
abi yemin ediyorum içerisi konyaspor açık tribünü gibi, kız yok lan. biraz dikkatli bakınca bar civarında 5-6 tane hatun olduğunu gördüm ama onlarda kamyondan bozma. etraflarında ise pagan kabilesi dansı yapar gibi hareketler yapan 20'ye yakın erkek var. bu kabile üyelerinden bir tanesi de benim ev arkadaşım. tam ev arkadaşımın yanına gitmek için ileri atıldığımda römorklu bir kıza çarptım,pardon'un pa'sı ağzımdan çıkarken dikkat et gerizekalı biramı döküyordun diye haykırdı suratıma.
anahtarı aldım, eve gidip yorganın altında ağladım.
işte o gün tiksindim senden türk kızı.
ekşi alıntı..

Denizden Gelen Kıza ...

Gecenin bilmem kaçı bilmem kaçıncı siğarayı yaktım biraz önce hüzünlüyüm kırgınım mutsuzum hatta ağlıyorum arada, oda hüngür hüngür  nefretimi kusacak bir şey bulamıyorum arada kenarda kalmış biradan içiyorum kısacası ben de ağladım ağlıyorum onu seviyorum ne yaptı bana bilmiyorum adını biryerden gördükçe tüylerim diken diken oluyo görmekten bahsetmiyorum  bile mesaj atıyor korkuyorum ya başına bir şey geldi diye ya üzüldü diye sonra birşeyi olmadığını görüyorum ne zamana kadar benimle konuşmayacaksın diyor bilmiyorum diyemiyorum seni hayvan gibi seviyorum diyemiyorum gerçi ben ona hiç diyemedim seni seviyorum kelimesini ima ettim oda anladı oda demedi bana sağdan soldan vurdu bir şekilde yaptı birşeyler ama aslında ondan uzak durmamın nedeni yaptıkları değil ben kendimden korkuyorum oda fazlasıyla onu üzmekten kırmaktan korkuyorum yani korkaklık yapıyorum olmuyor yapamıyorum allah cezamı versin yapamıyorum onu düşünürken başkaları ile konuşup gezebiliyorum ama yakınlaşamıyorum ne yapayım seviyorum onu oda delicesine bu arada siğarayı yeniledim biraz bira içtim devam ediyorum onu sevmeye saat gecenin tillahı kimse yok sağda solda sadece o var yazayım diyorum açıyorum face sayfasını içimi dökeyim diyorum yapamıyorum tehlikeli bir adam olduğum aklıma geliyor daha önce sevdiğim zarar verdiğim kadınlar geliyor aklıma ve onların hepsi benden nefret ediyor  oda öyle böyle değil her gördüklerinde küfür ediyorlar bana sende öyle bilme beni diye uzak duruyorum kışın ortasındaki güneşli günüm sende öyle olma diye tutuyorum kendimi bu zamana kadar o kadar şey yazdım ama hiç biri bu kadar açık olmadı bunuda bil ve seni her düşündüğümde sanki mutlu olacakmış gibi olup sonra mutsuz oluyorum nedeni belli daha fazla saçmalamak bana göre değil kısacası bil seni seviyorum oda herşeyden herkesten fazla dahasını isteme benden  .. 

ÜZMEMELİYDİK onları...(utanarak itafen)

Allah bizi affetsin
- dünyanın en iyi esprisini bile yapsak mal mal bakan kadınlar için en berbat esprimize bile ayıp olmasın diye kahkaha patlatan kadınları üzdük.
- kanal değiştirirken bile maç denk gelmesine tahammülü olmayan kadınlar için gecenin köründe halı saha maçımızı izlemeye gelen kadınları üzdük.
- en son okuduğu kitap cin ali tatilde olan kadınlar için elinden hegel, sartre, descartes kitapları düşürmeyen kadınları üzdük.
- elleri takma tırnak yapıştırıcısı kokan kadınlar için elleri mandalina kokan kadınları üzdük.
- konu eski sevgilisine gelince “allah belasını versin pisliğin, geberir inşallah” diyen kadınlar için konu eski sevgilisine gelince “boşver ya konuşmayalım, canı sağolsun” diyen kadınları üzdük.
- her sabah uyanır uyanmaz suratına 30 kilo boya süren kadınlar için makyajsız da güzel olan kadınları üzdük.
- aşağıya inip taksiciye para ödesene! diyen kadınlar için paraya sıkıştığımızda varını yoğunu veren kadınları üzdük.
- ayı gibi oldun diye burun kıvıran adonis manyağı kadınlar için “oy ben senin göbüşünü yerim” diye sevip göbeğimizi yastık yapan kadınları üzdük.
- tencere görse bomba diye karakola götürecek kadınlar için papua yeni gine mutfağını bile bilen kadınları üzdük.
- arkamızdan iş çeviren kadınlar için arkamızdan ağlayan kadınları üzdük.
- orasının burasının fotoğrafını gönderen kadınlar için zeytinyağlı yaprak sarması gönderen kadınları üzdük.
- kullandığımız su bardağından tiksinip başka bardak arayan kadınlar için, sidikli donumuzu elinde yıkayan kadınları üzdük.
- tırnağı kırılır diye portakal soymayan kadınlar için, hamsi temizleyen kadınları üzdük.
- gittiği partilerde twerk yapan kadınlar için, halay çekerken elini tuttuğu kişi yabancı olmasın diye imtina eden kadınları üzdük.
- ”karamel makiyato içmeden güne başlayamıyoruuuuuum!” diye triplere giren kadınlar için çay içerken serçe parmağını havaya kaldıran kadınları üzdük.
- mekanda şişe açtırmayınca surat yapan kadınlar için, “ben içmeyeyim de arabamızı kullanayım” diyen kadınları üzdük.
- whatsapp’ta 7/24 online olup herkese mavi boncuk dağıtan kadınlar için whatsapp durumunda “hi there ı’m using whatsapp” yazan kadınları üzdük.
-”bu gecenin hatrına alıver koynuna, sana yapacaklarım var” şarkısını baştan sona bilen kadınlar için “ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim” türküsüyle duygulanan kadınları üzdük.
- 2 kere 2’ye 5 diyen kadınlar için “bugün sevgili oluşumuzun 712.günü” diye hesap kitap yapan kadınları üzdük.
- ”gel beni al” diyen kadınlar için “orada buluşalım” diyen kadınları üzdük.
- ”gelirken bir şey alayım mı?” diye sorunca bin tane şey isteyen kadınlar için “sen gel yeter aşkım, evde her şey var” diyen kadınları üzdük.
- ”paran yoksa ben de yokum” diyen kadınlar için “sen yoksan ben de yokum” diyen kadınları üzdük.
- tanışma anındaki 3. sorusu “araban var mı?” olan kadınlar için, akbil kullanmaktan gocunmayan kadınları üzdük.
- ilişkinin birinci ayında tektaş bekleyen kadınlar için, ilişkinin 10. ayında aldığı çiçekle dünya mutlusu olan kadınları üzdük…


okudum baştan sona bunları sonra kendime döndüm dedim ki ne konuşuyon oğlum zaman dipsiz bir mezarlıktır...


(sonu hariç alıntı)

2 Aralık 2014 Salı

havalar soğudu sokak hayvanları için kapımızın önüne yemek ve su koyalım (alakasız başlık)



En son bim'de alışveriş yaparken karşılaşmıştım.
dost marka yoğurt aldım sıramı bekliyorum. arkama bir kız geldi. aman tanrım dedim!
şaka şaka, amına koyyim o neymiş lan dedim. aldım poşetimi dışarı çıktım bir sigara yaktım, dedim oyalanayım biraz kıza arkadan bakayım bide.
dışarı çıktık babun maymun karışımı bir adam kıza seslendi.
+ dilek burdayım aşkım!
kız gülümsedi şaşırdım dilek sen olmamalısın diye düşündüm, bir fırt çektim.
sonra çocuğun porsche panamerasına binip uzaklaştılar.
hadi hepsini geçtim. porsche ile kızı bim'den almak nedir lan! dedim içimden.
çektiğim fırtı çember yaparak üfledim. 30 saniye izledim ve yoluma devam ettim.
debe edit: imkanı olan arkadaşlar sokak hayvanları için kapımızın önüne mama koyalım. havalar soğudu yiyecek bulmakta zorlanıyorlar.

(    )

1 Aralık 2014 Pazartesi

17 ocak 2012

...ve o yağmur olmasaydı dedik sırf senin saçların bozulmasın diye

EKSANTİRİK DÜŞÜNCELER -II-

Armagnac demek 25 damla gözyaşı demek 

diyor kaptan:
Bazen insanların  verdikleri kararları yargılamak neredeyse imkansız gibi aslında ne oldu olacak dert tasa bizi yani yanlızlar klubünü çok fazla yoruyor  o kararlar öyle bir şey ki neyse asıl konu farklı özür dilemek diye bir şey var bu alemde ama yapabilene dileye bilene o gurur göstergesini aşağıya çeke bilme özgünlüğünü gösteren insanlarda işte o insan toplulugu benim hep idolüm olmuş hepte öyle kalcak gibi gözüküyor ben ki bir karar verdim ise o kararın sonuçları dışında beni bağlayan birşey yok yani sönuç iyiyse iyi kötü ise kötüdür bir insanla muhabbeti kestim ise bir daha zor aynı ortamı paylaşırım o kişiliğin (kişilik kelimesini burada çok düşündüm ) orada olması onu rahatsız etmiyorsa beni eder benim olduğum her ortamda o kişilik hep savunma durumunda olmalı guardını hiç aşagıya çekmemeli yok kroşeyi yer tam beynine oda hiç beklemediği bir yerde oda en mutu anında yani ben öyle yapıyorum en azından seninde güçlü olman gerek yoksa aynısını sende yersin diyenleri duymak güzel ama ben hiçbir zaman güvenliği yani guardımı aşağıya çekmem ki demek benim egolarımı biraz daha kabartabilir mesela ;
geçmiş zamanlarda kızın birini öyle sevdim ki öyle böyle değil resmen kıza köpek oldum deyimi durumumu en iyi açıklar ama ne oldu en yakın kardeşim dediğim sevgilisine hediye almak için kendi çep harçlıgımdan kesip sırf o kıza hediye alsın diye her fedakarlığı yaptığım bunun yanında benim yanımda benim resmen taptıgım kıza yavşayan orusbu çocuguna en iyi darbeyi ben vurmuş olmalıyım nasıl mı ?  O hediye almak için çabaladığı benim paramı yiyen ibnenin kız arkadaşının bana aşık olduğunu ögrenmemin o ibnenin benim kıza yavşadığını ögrenmemden hemen sonra olduğu için bu çok basit oldu diyebilirim hatta o kadar basit ki bunu saklamak için hiç uğraşmadım ben darbeyi yedim ama ayaktayım bunu göstermek için komple teorisi kurmak ta hiç tarzım değil sadece baa aşık olan kıza biraz ilği biraz alaka yetti sanırım bundan sonra o piç birdaha benim bulunduğum ortamda oksijen yerine karbondioksit soludu rahat oturamadı sürekli birşeyler için çabaladı durdu ama yapamadı bana zarar vermeye çalıştıkça kendisi battı son hamlesi olarak adımı kızları kullanıp paçavra gibi atan birine benzetmek için o kadar çabaladı ki olmadı o olayı hiç birşey yapmadan temizledğimi görmek ise onu her seferinde daha aşağıya yani kendisigillerin bulundugu kısacası orusbu çocuklarının bulundugu yere götürdü yettimi asla hayır benim kısacası felsefem az yada çok  iyi yada kötü çirkin yada güzel ne yapıyorsan en iyisi yap onun için çok çabalamana gerek kalmayacaktır çünkü işini kolaylaştıran etmenler her zaman göz önündedir onları kullanman gerek sadece işin her yönü ile gör çalışan pazarlayan müdür satan alan yapan ham maddesi yani bunların gözü ile baktığın zaman  hayatı kolaylaştırırsın sevdiğim bir insanın bana sadece bir kelimesi  ben, bunları görmeye itti ‘ben evlendiğimde sadece cebimde 2 tl vardı ‘ bu laf aslında basit kelimelerle kurulmuş olabilir ama anlaya bilene anlamı fazlasıyla süslü kelimelerle bezenmiş kelimelerin resmen doğurduğu bir anlatım bozukluğudur.