Sayfalar

30 Aralık 2014 Salı

YANİ GELMELİSİN BÜTÜN HÜCRELERİNLE BANA ..

"seninle soğuk bir kış akşamında oturup mandalina yemeli,
belki dökerse bulutlar beyazlığını yeryüzüne
kardan adam yaparız, kartopu oynarız
üşümekten kıpkırmızı olan burnunun ucundan öperim,
siktir et kaloriferi falan modern şeyler değil
odunlu soba isterim
kestane pişiririz, aynı koltukla film izleriz
ben sana şiirler okurum, sen bana roman olursun
benimle en güzel sen olursun,
benim yaşayacağım evin mutfağında
en güzel sen durursun,
kahvaltıyı beraber hazırlarız
ben omleti yaparken, sen çayı doldurursun..
hiç doymam gözelerinin içine bakmaya,
sesini alır nazar boncuğu yaparım içime,
bu dünya cehenneminin en orta yerinde
tek huzur bulduğumsun.

yani gel
sev beni,
acım geçsin..
sensiz nefes alıp vermek dahi sancı olur
göğsümün bütün hücrelerine,
biliyorsun."
Bayram Karakeçili

21 Aralık 2014 Pazar

Paralel evren ?

st petersburg, rusya'ya gitmiştim 5 yıl önce. rusya'ya gittim sandım ama meğersem paralel evrene geçmişim amk.
neyse ilk gün akşamı süpermarkete gittik, en pahalı sigara parliament türk lirasıyla 1,40 tl. ananı avradını deyip 10 paket aldım ki o zamanaynı sigara tr de 7,5 tl'ydi. bira bildiğin küçük su fiyatında olduğu için votka alalım dedik, lan bizim cappy fiyatına 70'lik votka alıyorsun. hayvanlar gibi yüklendik votkaya, sigaraya eve geldik başladık içmeye.
12 gibi kararıyor hava koduğumun memleketinde, her şey ters. 11 gibi çıktık dışarıya, bir mekana gidelim dedik ama bir sorun var 3 erkeğiz yanımızda kız mız yok. alırlar mı falan diye mekanın kapısına gittik, hayvan gibi sıra var, kızları erkekleri ayırmışlar sırada, yanyana sırada dikiliyoruz öyle. bebek gibi hatunlar, türkiye'de giremeyecekleri bir yer yok ama bodyguardlar almıyorlar kızları içeriye, içeride yeteri kadar kız var diye, kamyon dolusu erkek alıyorlar, bizim gibi kazma kazma tipleri aldılar içeriye. arkadaşa dedim lan olm biz gay club'a falan gelmiş olmayalım baksana amele pazarından amele alır gibi aldılar hepimizi. tam o an mekanın içine girdik, arkadaşın cevap vermesine gerek kalmadı. içerisi bildiğin mango outlet. bodyguardlar haklıymış lan, hepimize yetecek kadar kız varmış içeride.
neyse abi, benim karıda kızda gözüm yok, türkiyede sevgilim var, aldatmam kafasındayım ama kızlar rahat bırakmıyor ki, hayır öyle yakışıklı bir tip falan da değilim. barda oturuyorum gelip çakmak bahanesiyle muhabbete giriyorlar, lan bunlar beni sikecek galiba diye kezban tavırları atıyorum erkek halimle. neyse benim arkadaşlar buldu 2 hatun dans ediyoruz ayağına çiftleşiyorlar resmen. ben de ortamda ingilizcesi en düzgün insan olan kızıl ordu generali üniforması giymiş barmenle muhabbet ediyorum. adamla muhabbet ilerledikçe dayadı beleşten votkayı, viskiyi benim kafa oldu uçurtma gibi, ayakta duramıyorum amk. kafayı koydum bara uyuyorum, bizim elemanlar giderken kaldırır beni nasıl olsa diye. uyurken birisinin masaya eliyle çat çat çat diye vurduğunu duydum, aha dedim bodyguardlar atıyor beni siktir git evinde uyu diye. kafamı bir kaldırdım bebek gibi bir hatun, paketten bir sigara verdi ağzıma, yaktı, sızmadan önce yarım kalan viskimi önüme çekti konuşmaya başladı, ama yok böyle bir güzellik. dedim ben alkol komasından öldüm, arada kaynayıp cennete gittim aha bu da huri. yok abi her şey gerçek, ne konuştuk hatırlamıyorum ama en son kıza bir tekila ısmarladım, içtikten sonra hadi sana gidelim dedi(let's go to your place dedi de türkçe dublajlı okuyorsunuz siz). lan şeytan diyor al götür, bir yandan türkiyedeki sevgilim aklıma geliyor, kafam hayvan gibi güzel, kız daha da güzel, neyse ben yine idealist durdum ve eve gidersek sevişiriz, ama ben sevgilimi aldatmak istemiyorum dedim(kafamı sikeyim, sonra ben aldatıldım). kız bozuldu, biraz daha soğuk soğuk konuştuktan sonra kalktı gitti, biz de arkadaşlarla sabah 6 gibi kahve içip eve gidip camış gibi uyuduk, onlar tuvalette yemişler armudu, kafaları rahat.
neyse çok uzattım böyle böyle geçen iki haftadan sonra istanbula döndüm, st petersburg sokaklarından sonra mecidiyeköy'e gelmek zaten işkence bir de evin anahtarı kaybetmişim rusya'da. valizi tekele bırakıp ev arkadaşımı aradım nerdesin diye, taksimde secret diye bir mekandaymış, gittim kapıda bodyguar almıyor sapım diye. allahım nereye düştüm ben, iki haftadır bebek gibi hatunların alınmadığı yerden geldiğim ilk akşam anahtarı alıp çıkacağım dememe rağmen sikik bir yerin kapısında dikiliyorum. neyse o zamanlar türkiyede olmayan ama rusya'da olan bir paket marlboro filter plus verip içeriye girdim.
abi yemin ediyorum içerisi konyaspor açık tribünü gibi, kız yok lan. biraz dikkatli bakınca bar civarında 5-6 tane hatun olduğunu gördüm ama onlarda kamyondan bozma. etraflarında ise pagan kabilesi dansı yapar gibi hareketler yapan 20'ye yakın erkek var. bu kabile üyelerinden bir tanesi de benim ev arkadaşım. tam ev arkadaşımın yanına gitmek için ileri atıldığımda römorklu bir kıza çarptım,pardon'un pa'sı ağzımdan çıkarken dikkat et gerizekalı biramı döküyordun diye haykırdı suratıma.
anahtarı aldım, eve gidip yorganın altında ağladım.
işte o gün tiksindim senden türk kızı.
ekşi alıntı..

Denizden Gelen Kıza ...

Gecenin bilmem kaçı bilmem kaçıncı siğarayı yaktım biraz önce hüzünlüyüm kırgınım mutsuzum hatta ağlıyorum arada, oda hüngür hüngür  nefretimi kusacak bir şey bulamıyorum arada kenarda kalmış biradan içiyorum kısacası ben de ağladım ağlıyorum onu seviyorum ne yaptı bana bilmiyorum adını biryerden gördükçe tüylerim diken diken oluyo görmekten bahsetmiyorum  bile mesaj atıyor korkuyorum ya başına bir şey geldi diye ya üzüldü diye sonra birşeyi olmadığını görüyorum ne zamana kadar benimle konuşmayacaksın diyor bilmiyorum diyemiyorum seni hayvan gibi seviyorum diyemiyorum gerçi ben ona hiç diyemedim seni seviyorum kelimesini ima ettim oda anladı oda demedi bana sağdan soldan vurdu bir şekilde yaptı birşeyler ama aslında ondan uzak durmamın nedeni yaptıkları değil ben kendimden korkuyorum oda fazlasıyla onu üzmekten kırmaktan korkuyorum yani korkaklık yapıyorum olmuyor yapamıyorum allah cezamı versin yapamıyorum onu düşünürken başkaları ile konuşup gezebiliyorum ama yakınlaşamıyorum ne yapayım seviyorum onu oda delicesine bu arada siğarayı yeniledim biraz bira içtim devam ediyorum onu sevmeye saat gecenin tillahı kimse yok sağda solda sadece o var yazayım diyorum açıyorum face sayfasını içimi dökeyim diyorum yapamıyorum tehlikeli bir adam olduğum aklıma geliyor daha önce sevdiğim zarar verdiğim kadınlar geliyor aklıma ve onların hepsi benden nefret ediyor  oda öyle böyle değil her gördüklerinde küfür ediyorlar bana sende öyle bilme beni diye uzak duruyorum kışın ortasındaki güneşli günüm sende öyle olma diye tutuyorum kendimi bu zamana kadar o kadar şey yazdım ama hiç biri bu kadar açık olmadı bunuda bil ve seni her düşündüğümde sanki mutlu olacakmış gibi olup sonra mutsuz oluyorum nedeni belli daha fazla saçmalamak bana göre değil kısacası bil seni seviyorum oda herşeyden herkesten fazla dahasını isteme benden  .. 

ÜZMEMELİYDİK onları...(utanarak itafen)

Allah bizi affetsin
- dünyanın en iyi esprisini bile yapsak mal mal bakan kadınlar için en berbat esprimize bile ayıp olmasın diye kahkaha patlatan kadınları üzdük.
- kanal değiştirirken bile maç denk gelmesine tahammülü olmayan kadınlar için gecenin köründe halı saha maçımızı izlemeye gelen kadınları üzdük.
- en son okuduğu kitap cin ali tatilde olan kadınlar için elinden hegel, sartre, descartes kitapları düşürmeyen kadınları üzdük.
- elleri takma tırnak yapıştırıcısı kokan kadınlar için elleri mandalina kokan kadınları üzdük.
- konu eski sevgilisine gelince “allah belasını versin pisliğin, geberir inşallah” diyen kadınlar için konu eski sevgilisine gelince “boşver ya konuşmayalım, canı sağolsun” diyen kadınları üzdük.
- her sabah uyanır uyanmaz suratına 30 kilo boya süren kadınlar için makyajsız da güzel olan kadınları üzdük.
- aşağıya inip taksiciye para ödesene! diyen kadınlar için paraya sıkıştığımızda varını yoğunu veren kadınları üzdük.
- ayı gibi oldun diye burun kıvıran adonis manyağı kadınlar için “oy ben senin göbüşünü yerim” diye sevip göbeğimizi yastık yapan kadınları üzdük.
- tencere görse bomba diye karakola götürecek kadınlar için papua yeni gine mutfağını bile bilen kadınları üzdük.
- arkamızdan iş çeviren kadınlar için arkamızdan ağlayan kadınları üzdük.
- orasının burasının fotoğrafını gönderen kadınlar için zeytinyağlı yaprak sarması gönderen kadınları üzdük.
- kullandığımız su bardağından tiksinip başka bardak arayan kadınlar için, sidikli donumuzu elinde yıkayan kadınları üzdük.
- tırnağı kırılır diye portakal soymayan kadınlar için, hamsi temizleyen kadınları üzdük.
- gittiği partilerde twerk yapan kadınlar için, halay çekerken elini tuttuğu kişi yabancı olmasın diye imtina eden kadınları üzdük.
- ”karamel makiyato içmeden güne başlayamıyoruuuuuum!” diye triplere giren kadınlar için çay içerken serçe parmağını havaya kaldıran kadınları üzdük.
- mekanda şişe açtırmayınca surat yapan kadınlar için, “ben içmeyeyim de arabamızı kullanayım” diyen kadınları üzdük.
- whatsapp’ta 7/24 online olup herkese mavi boncuk dağıtan kadınlar için whatsapp durumunda “hi there ı’m using whatsapp” yazan kadınları üzdük.
-”bu gecenin hatrına alıver koynuna, sana yapacaklarım var” şarkısını baştan sona bilen kadınlar için “ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim” türküsüyle duygulanan kadınları üzdük.
- 2 kere 2’ye 5 diyen kadınlar için “bugün sevgili oluşumuzun 712.günü” diye hesap kitap yapan kadınları üzdük.
- ”gel beni al” diyen kadınlar için “orada buluşalım” diyen kadınları üzdük.
- ”gelirken bir şey alayım mı?” diye sorunca bin tane şey isteyen kadınlar için “sen gel yeter aşkım, evde her şey var” diyen kadınları üzdük.
- ”paran yoksa ben de yokum” diyen kadınlar için “sen yoksan ben de yokum” diyen kadınları üzdük.
- tanışma anındaki 3. sorusu “araban var mı?” olan kadınlar için, akbil kullanmaktan gocunmayan kadınları üzdük.
- ilişkinin birinci ayında tektaş bekleyen kadınlar için, ilişkinin 10. ayında aldığı çiçekle dünya mutlusu olan kadınları üzdük…


okudum baştan sona bunları sonra kendime döndüm dedim ki ne konuşuyon oğlum zaman dipsiz bir mezarlıktır...


(sonu hariç alıntı)

2 Aralık 2014 Salı

havalar soğudu sokak hayvanları için kapımızın önüne yemek ve su koyalım (alakasız başlık)



En son bim'de alışveriş yaparken karşılaşmıştım.
dost marka yoğurt aldım sıramı bekliyorum. arkama bir kız geldi. aman tanrım dedim!
şaka şaka, amına koyyim o neymiş lan dedim. aldım poşetimi dışarı çıktım bir sigara yaktım, dedim oyalanayım biraz kıza arkadan bakayım bide.
dışarı çıktık babun maymun karışımı bir adam kıza seslendi.
+ dilek burdayım aşkım!
kız gülümsedi şaşırdım dilek sen olmamalısın diye düşündüm, bir fırt çektim.
sonra çocuğun porsche panamerasına binip uzaklaştılar.
hadi hepsini geçtim. porsche ile kızı bim'den almak nedir lan! dedim içimden.
çektiğim fırtı çember yaparak üfledim. 30 saniye izledim ve yoluma devam ettim.
debe edit: imkanı olan arkadaşlar sokak hayvanları için kapımızın önüne mama koyalım. havalar soğudu yiyecek bulmakta zorlanıyorlar.

(    )

1 Aralık 2014 Pazartesi

17 ocak 2012

...ve o yağmur olmasaydı dedik sırf senin saçların bozulmasın diye

EKSANTİRİK DÜŞÜNCELER -II-

Armagnac demek 25 damla gözyaşı demek 

diyor kaptan:
Bazen insanların  verdikleri kararları yargılamak neredeyse imkansız gibi aslında ne oldu olacak dert tasa bizi yani yanlızlar klubünü çok fazla yoruyor  o kararlar öyle bir şey ki neyse asıl konu farklı özür dilemek diye bir şey var bu alemde ama yapabilene dileye bilene o gurur göstergesini aşağıya çeke bilme özgünlüğünü gösteren insanlarda işte o insan toplulugu benim hep idolüm olmuş hepte öyle kalcak gibi gözüküyor ben ki bir karar verdim ise o kararın sonuçları dışında beni bağlayan birşey yok yani sönuç iyiyse iyi kötü ise kötüdür bir insanla muhabbeti kestim ise bir daha zor aynı ortamı paylaşırım o kişiliğin (kişilik kelimesini burada çok düşündüm ) orada olması onu rahatsız etmiyorsa beni eder benim olduğum her ortamda o kişilik hep savunma durumunda olmalı guardını hiç aşagıya çekmemeli yok kroşeyi yer tam beynine oda hiç beklemediği bir yerde oda en mutu anında yani ben öyle yapıyorum en azından seninde güçlü olman gerek yoksa aynısını sende yersin diyenleri duymak güzel ama ben hiçbir zaman güvenliği yani guardımı aşağıya çekmem ki demek benim egolarımı biraz daha kabartabilir mesela ;
geçmiş zamanlarda kızın birini öyle sevdim ki öyle böyle değil resmen kıza köpek oldum deyimi durumumu en iyi açıklar ama ne oldu en yakın kardeşim dediğim sevgilisine hediye almak için kendi çep harçlıgımdan kesip sırf o kıza hediye alsın diye her fedakarlığı yaptığım bunun yanında benim yanımda benim resmen taptıgım kıza yavşayan orusbu çocuguna en iyi darbeyi ben vurmuş olmalıyım nasıl mı ?  O hediye almak için çabaladığı benim paramı yiyen ibnenin kız arkadaşının bana aşık olduğunu ögrenmemin o ibnenin benim kıza yavşadığını ögrenmemden hemen sonra olduğu için bu çok basit oldu diyebilirim hatta o kadar basit ki bunu saklamak için hiç uğraşmadım ben darbeyi yedim ama ayaktayım bunu göstermek için komple teorisi kurmak ta hiç tarzım değil sadece baa aşık olan kıza biraz ilği biraz alaka yetti sanırım bundan sonra o piç birdaha benim bulunduğum ortamda oksijen yerine karbondioksit soludu rahat oturamadı sürekli birşeyler için çabaladı durdu ama yapamadı bana zarar vermeye çalıştıkça kendisi battı son hamlesi olarak adımı kızları kullanıp paçavra gibi atan birine benzetmek için o kadar çabaladı ki olmadı o olayı hiç birşey yapmadan temizledğimi görmek ise onu her seferinde daha aşağıya yani kendisigillerin bulundugu kısacası orusbu çocuklarının bulundugu yere götürdü yettimi asla hayır benim kısacası felsefem az yada çok  iyi yada kötü çirkin yada güzel ne yapıyorsan en iyisi yap onun için çok çabalamana gerek kalmayacaktır çünkü işini kolaylaştıran etmenler her zaman göz önündedir onları kullanman gerek sadece işin her yönü ile gör çalışan pazarlayan müdür satan alan yapan ham maddesi yani bunların gözü ile baktığın zaman  hayatı kolaylaştırırsın sevdiğim bir insanın bana sadece bir kelimesi  ben, bunları görmeye itti ‘ben evlendiğimde sadece cebimde 2 tl vardı ‘ bu laf aslında basit kelimelerle kurulmuş olabilir ama anlaya bilene anlamı fazlasıyla süslü kelimelerle bezenmiş kelimelerin resmen doğurduğu bir anlatım bozukluğudur. 

23 Kasım 2014 Pazar

Bütün sevdiğim kadınlar

Ya abi anlamıyorum şu amına koduğumun dünyasında ya ben sevmeyi bilmiyorum yada anlaşılmıyorum bu zaman kadar kimi sevsem  ya bana düşman oldu ya da bir şekilde benden olabildiğince uzaklara götürüldü kimin bedduası tuttu kimin ahı nı aldım anlamadım yada beni kim lanetledi yada kimin günahını çekiyorum anlamadım gitti bu kadar yere nasıl geldim diyecek olursak bende bilmiyorum saat 04:54 bi anda bi mesaj geliyo beni aldatıyormuşsun lan amına koydugum lan kepaze bu gecenin bu saatinde mi söylenir lan embesil senden sadece bana güven diyen bir adama bu denir mi ama deniyıormuş neyse sinirim tavan yaptı ama sakinim herzamanki gibi dedim nerden çıktı bu aşkım (aşkım kelimesi onu bu dediğine pişman etmek için ) nerdesin dedi . evdeyim aşkım  inanmıyorum sana dedi (bende sabır taşı değilim  ama bkliyorum doğru anı ) nerden çıktı bu dedim rüyamda beni aslı ile aldatıyodun demez mi  sonra döndüm dedim ki aslı güzelmiydi yüzümde dıt dıt dıt  neyse vurdum kafayı yattım telefon sessizde tabi sabahbi kapı zili kalktım açtım kapıyı kapıda benim eski embesil nerde o faişe diyince iyice sinirlendim siktir git lan evimden lafını kullandım sonrasında çok pişman oldu ama yapacak bişey yok ortada koskoca bir yalan var ama şöylede bir durum var ki elimde o kadar fırsat varken bunu yapmayan ben sırf bir rüya yüzünden aldattı damgası  yedim neyse amına koyayım oda gitti bu arada yanlızlık birsüre sonra kabak tadı veriyo (2.gündensonra) nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı  neyse sevgilerle sağlıcakla kalın ...

8 Kasım 2014 Cumartesi

Ölümüm mavi gözlü kızlardan olacak ...

bir insanın hayatına giren kızlar hepmi mavi gözlü olacak .....(to be continued)


Allahım bu ne şanssızlıktır nasıl bir günah işledim ben neden hep böyleleri bana denk geliyo

25 Ekim 2014 Cumartesi

Denizden gelen kıza ...

Sen mavi giyin ben denizi unuturum..



Hatırlamıyorum nasıl oldu ama oldu bir şekilde neyse
 agustos başı gibi evde alçının çıkmasını bekliyorum aynı zamanda da facede pinekliyorum benim şerefsiz dostlarımdan birisinden mesaj var
-yeni gelenleri gördün mü panpa ?
+nerden göreyim amk.
-lan millet uçuşlarda sen hala yatışlarda nasıl adamsın lan değiştin mi ne bok yedin amk .telefonda sürekli değiştim ben diyodu ibne harbiden değiştimi gibisinden bişeyler söylüyon değişme amk dedi
+lan nerden bileyim amk hem artık hızlı mali yok oğlum (içten içe bari güzel kızlar gelse diyorum )
-siktir ibne bak biri var tam senin standartlarında öyle böyle değil aynı zamanda alt devremiz lan ba linkini atıyorum .....
+atma amk ya napıcam bırak bu sene hedefler farklı ortamlar farklı hem napım amk ben onu ?(lan kız harbiden güzel bildiğin deniz gibi gözleri var daha ne olsun dedim ama kendime verdiğim söz var aynı zamanda )
-bak oğlum kaçırma bunu derim sana  bende kankasına göz koydum hadi yap bi atak ekle felan bişeyler yap amk ya çalış biraz
+xxxxx siktir git amk olmaz diyorum ama içimdende lan kesin sevgilisi vardır muhabbetleri
dönüyo kafamda zaten ama olmaz diyorum hedef belli bu sene adam olucam lan diyorum eğer olursa sağlam birileri ile olacak diyorum ama  hep ama ile cümle yarım kalıyo
-lan bak yapma etme hadi yap bi güzellik biliyom sende boştasın geçen seneyi yaşamak istemiyosun  unutamadığında var ama bence sen yaparsın gibime
+siktir git amk uğraşamam senle
;diyip konuşmayı kapattım ama aklıma yerleştirdi ibne neyse aradan zaman geçti biraz alçı çıktı ayaktaki aksama neredeyse yok ağrılar azaldı okullar açılacak 1 hafta felan var bu ibne beni arıyo (yaz boyunca arayanların telefonlarını açmadım kızlar dahil ama bu ibne aradığında açıyordum niyeyse açmıycaktım doğru olan oydu) açtım ne lan gene dedim amk ne zaman gidiyon okula dedi bilmem dedim ya oğlum .ık ilk hafta gel biletini ben alıcam dedi bende al geleyim amk dedim tamam lan dedi kapattım 15 dk sonra whats uptan mesaj var biletimi almış canım benim ya :D neyse ben annemlere söyledim gidiyom  muhabbeti felan abim çaktı durumu sırıtıyo oradan annem abimin sırıtmasını görmüş olacak ki
*başına gelenler akıllandırmadı heralde seni dedi ?
kadında haklı abi kızın peşinden koş 1 ay kızı ayarla sonra buluşmaya gittiğinde ayagın kırılsın bendekide yani nasıl bi şanssa anlamadım gitti abi
yok anne valla yok dedim sıkıldım az hava değişikliği iyi olur gibisinden kıvırıyorum ama canım abim bana hala bakıp sırıtıyo neyse iznide parayıda aldım valizim hazır herşey hazır yola çıktım 13 eylül 2014 saat 20:00


nasıl bilebilirdim ki otagarda beni bekleyen süprizi sabahın körü otagara indim hava gene buz gibi (burası sivas laa  gardaş ) valizimi aldım kulakta kulaklık (coolum ya 2. sınıfım ya hani) valizler direk emanete verdim ordan lavabo şaç baş dağılmış biraz düzelttim gittim bi çay bi pogaça yapayım dedim demez olaydım oturdum masaya kafamı bi kaldırdım (hasssss) orada mal mal oturmuş(ama oradaki tatlılığı ben daha önce hiç kimsede görmedim ) çay içiyo ve baya yorgun duruyolanet olası yerde ne işim var gibi bakıyo sağa sola napsam gibisinden düşünüyorum ama yapacak bişey yok amk aldım çayımı aldım poğaçamı elimde telefonla uğraşıyorum biraz zaman geçti çaylar bitmiş (otagarda ne diye bekliyosun yada o niye bekliyo gibisinden muhabbet ler döner açıklayayım şimdi size benim saftirik arabası olan arkadaşım o saatte biplesen kalkıp gelmez onu ise bilmiyorum )
ben bi çay daha aldım bu hala kedi görmüş fare modunda aldım çayımı kıza seslendim siz burdamısınız (beyin erorr) sadece sigara içemeye çıkıcamda laptopum burda kalsa siz bakarmısınız dedim kıza ?
- .(kız önce napmaya çalışıyo gibisinden yüz ifadesinde ama sonra hafif bir tebessüm ama ben daha önce o kadar güzelini görmedim ) tabi bakarım aslında bende sigara içmeye çıkıcaktım  o zaman gelin beraber içelim dedim kız peki eşyalarım  ne olacak dedi bende valizlerinize birşey olmaz ama değerli eşyalarınızı yanınıza alın dedim tamam dedi çıktık onada çay aldım sigara içiyoz (içimden ne oluyor amk diyorum napıyorum ben napıyorum diyorum ) muhabbet kursam mı kurmasam mı bilemedim ben kız hakkında az çok şey biliyorum ama o bilmiyo o açtı muhabbeti
-burada okuyorsunuz galiba dedi (bende amk o kadar güzzelsin birazda zeki olsan tam evlenilecek kızsın diyorum içimden)
+evet burada okuyorum siz yeni kazandınız burayı dedim oda evet dedi hangi bölüm dedim o xxxxxxxx bende yok artık dedim ben sizin üst sınıf oluyorum dedim kızda bi salaklaşma belirtisi daha var :D neyse sigara içerken benim geri zekalı arkadaşım aradı beni ona he hı dedim ne zaman geleyim dedi ben ararım seni dedim kapattım yüzüne (bendeki lükse baksana abi adam arabayla beni almaya gelmek için sabah uykusundan oluyo ben ise ona ararım seni diyorum ) kızla muhabbet ede ede sigaralar bitti (klişe şeyler nasıl buralar okul zor mu hava çok soguk oluyo mu gibisinden ) otagarın içine geçtik ben masama gittim ona istersen gel beraber oturalım dedim ama o çaycı adam baya baya kesiyo bizi oda tamam dedi ben orada muhabbeti kurdum bi yarım saat kadar konuştuk bunla telefonu çaldı bi arkadaşını bekliyormuş o gelmek üzereymiş (has dedim kesin sevgilisi amk ) neyse bu kalktı arkadaşını karşılamaya ben tabi şıçıyorum nerdeyse sonra durdum ve düşündüm ya arkadaşı kızsa ve tanıyorsa beni o zaman daha bi sıçarım neyse bu yanında bi kızla geliyo benim oldugum tarafa doğru ama rahatladım en azından sevgilisi değil .
kız geldi bizim maya oturtturdu onuda tnaışma merasimi ama kız benim karıdan daha zeki onu hissettim kız resmen beni süzüyo mimiklerime dikkat ediyo hal ve hareketlerime az biraz konuştuktan sonra aradım benim ibneyi kızlardan müsade istedim onu çağırdım tamam dedi bide küfür etti ibne
kızların yanına gittim kzılar ben kaçar hadin arrivederçi dedim onlarda by dediler ve ayrıldık.



ben buraya gelirken ne hayallerler gelmiştim ama napıyordum bnm ibne geldi atladık arabaya eve gittim yattım uyudum sonra bide buna pizza kitledim ohh temiz .
aklımda sürekli o vardı nasıl davranmalıydım direk yakınlaşmalımıydım yoksa biraz beklemelimiydim bu demek oluyor ki daha çok dikkatli olacaktım ama nasıl olacaktım ...(to be continued)

20 Ekim 2014 Pazartesi

sezen ablaya . . .



hani bazı şarkılar vardır insanın içtiği sigaranın tadını değiştirir ya öyle böyle değil ...
bazı zamanlar bunalırsın sıkılırsın hatta intihar eğilimine gelirsin yapacak birşey bulamazsın boşluğa düşersin düştükçe düşersin işte o zamanlar yanında senden daha mantıklı düşünen kimse yoksa etrafında kendi sonunu hazırlarsın kısacası ölüm tek çare gibi görünür ve hatta denersin bile ama csur değilsen yapamazsın edemezsin sonra kendine lanet edersin niye yapamadım diye biraz daha zaman geçer yıgıntı gibisindir kendi hayatında resmen istenmeyen misafirsindir .
aradan geçen zamana bakma aslında kalp kırıklıgın tüm insanlaradır o anda yanında olmayan bütün insanlıgadır . ama iyileşirsin düşersin kalkarsın yaraların kabuk bağlar ilaç olarak gözyaşı kullanırsın onlar en büyük yardımcın olur birde unutmadan sezen ablamız var (sezen aksu) onun şarkılarıdır hayata inançla bakmanı sağlar sonra iyileşirsin daha kırıcı olursun daha keskşin olursun seni farketmeyen insanlar seni merak eder bu hoşuna gider (hoşun neresi espirisini kendine yaparsın) dahada keskinleşirsin seni sadece senin geçtiğin yoldan geçenler anlar sonra mı intikam vaktidir dersin hayatını sikenleri (herkes) sen sikmeye kalkarsın ama yapamazsın çünkü sen iyisindir sen zekisindir onlardan faydalanmaya kalkarsın ama yapamazsın sençok iyisindir aşık olmaya çalışırsın ama olamazsın oysaki o yanlızlığın getirdiği bir şirinlik vardır yüzünde ilgi görürsün ama bunu yapmak için ekstra bişey yapmana gerek duymazsın doğalsındır yanlızlık seni kısa zaman içinde fazlasıya olgunlaştırır konuşmanda fazlasıyla değişiklik olur sonra mı yanlızlığa alışmışsındır artık kalabalıklar fazlalık gelir telefonun sarjı fazlasıyla gider yarı yolda bırakmaz seni ve bilirsin o durumu aynı hale yeniden döndüğünde ne yapman gerektiğini ve bu seni her seferinde daha güçlü yapar daha çok keskinleşirsin ve gittiğin yolları attığın adımları daha sağlam atarsın en sonundamı her zamanki gibi bir sigara yakıp mutluluk dilersin diğer insalara ...



8 Ekim 2014 Çarşamba

işte sen ve ..

aslında herşey senin deniz kadar mavi olan gözlerini görmemle başladı desek yalan olmaz ama napalım belli bir yıkım süreci yaşamamız gerekiyormuş ve yaşadık neyse olaya dönelim olayım sen aslında
tanışma kısımlarını yazmayı hiç sevmediğim olayını iyi bilirsin ben senle yaşanan güzel anıları yazsam buna ömrüm yetmez ama yaşasaydın sende iyi bilirdin şuan dünyanın en mutllu adamının mutluluk sebebi oldugunu ama ne farkederki sen yaşamıyorsun ben de dğnyanın en mutlu adamı değilim nerden diyorum ki aklıma seni ilk defa ağlarken gördüm o deniz mavisi gözler resmen isyan ediyordu ağlama diye sonra yanna oturdum ve sustumsuskunlugum senşn dikkatini çekmiş olacak ki konuşmaya başlamıştın birine durmadan küfürler savuruyordun anlamsızca küfür ettin ettin durdun sonrası yok bir yerden sonra bi anda sustun sessizliği dinlemeye başladın aslında senle olayımız burda başladı öncesinin amına koyayım ...
 günlerden pazar öglene doğru kalkmış gene mesaj yok allah kahretsin derken sen mesaj atmıştın mesaj aynen şuydu -uyansana artık karikatursuratlı çocuk daha beni sinemaya götüreceksin uff be dedim kendi kendime birde bu çıktı oysa yanlızlık öylemiydi değildi kimseyi bir yere götürmek zorunda kalmıyodun kendine göre yaşıyodum resmen neyse senin mesajına zora tamam kalktım hazırlanıyorum 1 saate alanyumun önünde buluşalım diye cevap yazdım gelen cevap ise bir emir şeklinde (emir almaktan nefret etsemde aslında bu hoşuma gitmişti) yarım saatin var gelmek için yoksa gene beni susturmak zorunda kalacaksın bende yeniden tamam be yazıp yollamıştım  kalktım hazırlandım çıkarken bi mesaj daha 18 dk kaldı acele et istersen gibi bişeydi tamam be geldim sayılır dedim oraya alanyumun önüne gittiğimde tam 29 dk da ordaydım ama o ortalıkta yoktu  tam söylenmeye başlamışken arkadan birisi gelip gözlerimi kapattı ve kulagıma şunu fısıldadı sen beni seviyorsun buna döndüm ve dedim ki
- ben senin bildiğin erkeklere benzemem ikimizinde yüzünde şapşal bi ifade ile gülümseme vardı neyse o elimi tuttu (ben değil )(akrep kadını malın iyisinden anlıyo olayı bu olsa gerek ) neyse buralar estantane sana bağlanma sürecine gelince o kadar mükemmel bir insandın ki nasıl anlatsam bilemiyorum (şarkı molası aklıma geldi
=Nasıl anlatsam bilemiyorum, içim içime sığmıyorO deli dolu. neşe dolu kişi ben değilim sanki



Dışarısı buz gi0bi, lapa lapa kar var, benim içim yanıyor
Eksi kırk derecede soğuk suda bile yüzerim inan ki) anlatamam heralde ama bildiğim teek şey  hayatımı değiştirecek kadının her sabah yüzüne bakıyor her fırsatta elini tututuyor ve gülmesi için elimden gelen her şeyi yapıyordum iyide yapıyordum onunla yaptıgımız çılgınlıklar aptallıklar herşey güzel br anı desek iyi olur unutmadan çocukluk yapıp küsüp gitmelerinide çok seviyodum hatta en çok bu huyunu seviyodum (akrep kadınlarının genel özelliği desek yalan olmaz heralde)sonra senin beni affetmen için elimden gelen herşeyi yapmam en sonunda tam yeter diye haykıracakken bana sarılman herşey o kadar güzeldiki sanırım tanrı kıskanmış olmalı bunu (burası benim bu zamana kadar yazacagım en agır yer olsa gerek) ;7 ekim 2012 bir can 2 insan öldü bir gün önceden sözleştik  havalar tam sogumadan iyice dolaşalım en çocukça şeyleri yapacaktık ama olmadı bir anda sanki güneş dünya üzerinden telf hakkını çekti ve herşey karardı heryer karardı tek duydugum ses seni beklerken yaklaşık 10 m ilerideki acı fren sesi oldu o andanitibaren dünyadaki herkes gitmişti senle bir andan çaresiz kalmış ne yapacagımı bilemedim düşünemiyordum yutkunmak zor geliyordu nefesim daralıyo ve bir anda yıgıldım oldugum yere  hastanede açtım gözümü yanımda ahsenle atakan var ne oldu bana dedim ahsen bir anda dışarı fırlayınca o an aklıma geldi ağlayamadım bile senn arkadan ağlamak istedşm ama olmadı atakan anlatmaya başladı ama dinlemedim dinlemek istemedim sadece tek şunu söyledim onun yanına götür beni neredeyse yapamam dedi önce buradan çıkmamız gerek dedi doktor geldi prosüdürler felan çıktık beni bir yere götürdü ama sürekli tembihliyor  sakin olucaksın sakin olucaksın sakin olucaksın atakana sikerim senide sakinliğinide bana ne yapacagımı söyle şu siktiğim arabayı biraz daha hızlı sür dedim ata ses çıkarmadı biliyordu başına gelecekleri neyse mezarına getirdi beni (hastanede sinir krizleri geçirmişim onun için 3 gün boyunca neredeyse uyutmuşlar beni ) uzunca baktım hiçbirşey yapmadım aradan ne kadar zaman geçti arkama baktım atakan hala orada o şekilde bekliyo sanki nöbet tutuyo sonra gittik daha doğrusu gitmek istedim ve gittimde uzun süre alkolle beslendim halada öyle gerçi siğarada olumlu düzeyde artış vardı gerçi şu sıralar azalttım boş ver bunları ...

senden sonra:
kolay bir yaşam olmadı yalan değil hala seni ilk gördüğüm an aklıma geldikçe içim cız eder yüregim parçalanır nedenini bilmem burnumun direği öyle bir sızlarki sanki kafa yemişcesine sonra gözlerim istemsizce ıslanır sonra edip akbayramdan sen benden gittin gideliyi açar biraz daha hüzünlenir normale dönerim işte böyle cennet tanem kolay şeyler yaşamadım ama artık bir yere kadar sakın seni unutacagımı düşünme seni ömrümün sonuna kadar en mahrem yerimde saklayacagım ama hayallerimiz için bizim için (gerçi ghala saçmalıyorum biz diye bişey kalmadı ama inanç işte yeniden sabahları mesaj gelir umuduyla bekliyor insan ama ne fayda gelmeyecek bir sonu bekliyorum belkide ) çalışmam gerek sen gittin oralarda rahatsın emin ol .bu gün son defa mezarını ziyaret ettim sen papatyayı severdin onun için bulabildiğim bütün papatyaları sana getirdim  (08/10/2014) sırf bir kez daha yüzün gülsün diye eminim oralardan görüyorsun beni ve duyuyorsundur.
sevdiğim ikinci kadınsın sen,
ilkini sevmeye mecburdum.
çok iyiliği oldu bana,
ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim,
sevdiğim ikinci kadınsın sen!
ilkinin yerini alman mümkün değil,
o öğretti bana sevmeyi,
o öğretmese sevemezdim seni bile,
inan o tuttuğu için ellerimden,
yürümeyi öğrendim, koşabildim sana.
onun gözlerine benzediği için gözlerin,
alamadım gözlerimi senden,
sana aşığım, seni seviyorum.
sevdiğim ikinci kadınsın sen!
hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu,
ve sen her sabahımdasın,
kıskanma
alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir,
kalbim şimdi senin,
onun kadar sev beni kafi
o doğurdu, sen öldürme

25 Eylül 2014 Perşembe

Susalım be biladerim

Çok saçma şekilde uyandım bu gün sanki yaşamıyormuşum gibi telefonuma baktım 100 küsür cevapsız çagrı bi o kadarda mesaj  önemsemedim hiçbirini nefesi alamıyor alsamda veremiyordum kalbim sıkışıyordu dün gece sigarayı çok kaçırdım gene dedim ama garip bişey vardı ben güneşi doğuyor sanarken aslında batıyormuş gibiydi saate baktım saat ögleden sonra civarıydı onuda salladım zaten son günlerde her şeyi sallamıştım olayların etkisi büyük tü bu işte ama ne yapabilirdim ki şirketten resmen siktir edilmiş hayatımın amına kendim koymuş dışarıu çıktıgımda normal gibi davranmaya çalışıyorum ama olmuyor ne yapsam ne etsem bariz üstümdeki leş in izleri var ne bileyim abi sanırım bu sefer kesin ölücem gibi kalbim daha sık sıkışıyor nefes almayı unutuyorum arasıra sonra aklıma geliyor herşeyide geçtim beni seven insanları  yanıltıyorum hatta uğruna öleceğim kadını bile fazlasıyla kırıyorum alkolden bahsetmek istemiyorum zaten şişenin dibini görmekle kalmıyor ikinci şişenin dibini görüyorum resmen hergece bu durum böyle sanırım böylede gidecek bilmiyorum abi  bi sikim bilmiyorum ne yapıcam  neler yapıcam onuda bilmiyorum nerede gülüp ağlayacagım unutmuşum yeter diyip çığlık bile atamıyorum sanırım artık ölmeye daha fazla yakınım oda fazlasıyla ...

20 Eylül 2014 Cumartesi

zeze' ye

okuduğunu biliyorum.
kalbini yavaşça sesime bırak
ve teslim ol..
anlaşamıyoruz, bende farkındayım. kopamıyoruz her şeye rağmen; işte bu en güzeli. insanın hayatta kördüğümlerle bağlandığı bir takım şeyler olmalı. insanın sağlam halatlarla tutunduğu bir şeyler olmalı. insanın, dünyanın en büyük suçlarını işlese dahi ona sığınak olabilecek birisi olmalı, onu kendinden sınır dışı etmeyecek, asla teslim etmeyecek, kendine hapsedecek biri... neden mi? çünkü, tek başına bir insan bir hiçtir. insan insanla anlamlaşır. insan insana güvenerek korkmadan yaşayabilir ancak bu kocaman dünyanın sayısız boktan şeyleri içinde. kendini adayacağın biri varken, nefes almak daha değerli olur.
beni anla
ve usulca gülümseyerek
"o bahsettiğin kişi benim" de,
seni güldüğün yerden sonsuz öpüyorum.
ne olursa olsun anlaşamıyoruz, biliyorum. ne sıkıcı bir şey olurdu anlaşmak seninle. neden mi? zıt kutuplar birbirini çeker diyor fizik. kopamıyorsak işte bu evrenin kanunu. kavga edelim, tartışalım, hatta saçma sapan sebepler yüzünden küselim günlerce, ama sonunda yanımda gördüğüm kişi ol. ne olursa olsun, elimi tutacağını ve hiç bırakmayacağını bildiğim kişi sensin. ne olursa olsun yolunda adımlarımın başka yönlere sapmayacağından emin olduğum kişi sensin. o yüzden hayatın en mahşer anında bile, umudunu asla sevgimden yitirme, çünkü ben seni arıyor olacağım bütün kayıpların içinde; yalnız seni.
yarı uyanık halinle
yüzüne dağılmış saçlarının kokusuna ruhumu yaslayıp,
nefesini bütün hücrelerim doyana kadar içime çekeceğim,
sevgilerle...
(alıntı)

18 Eylül 2014 Perşembe

GENE KÜFÜRLER ETTİM !!!


Senin gidişinin üzerinden yaklaşık 3.5 sene geçti ve hala kokun üzerimde ne oldu bana bilmiyorum her şeye tepkisizim her şeye başka zaman dünyaları yakan ben şimdilerde fazla konuşmuyor daha az yemek yiyor daha az insanla karşılaşıyorum zamanım genelde sensin senden sonrası yok sürekli bi alkol durumları daha fazla sigara aslında biliyomusun bunları yazacak halim bile yok ama ayık oldugum zamanlarda yazmaya çalışıyorum belki unuturum gibisinden ama şunu iyi biliyorum acı çeken bir insan görüntüsünde olsamda ben senin hayalinle bile çok mutluyum bu arada hala en sevdiğim film 2 tane en sevdiğim şarkılar senle dinlediklerim kısacası senle olan herşeyin müptelasıyım kısacası neyse canım içi sen gene çok kızarsın bana içtiğim için ama senin melek uçup gitmeni kendime başka türlü anlatamıyorum oralarda bi yerlerde bana gülüyorsun biliyorum ve hala beni seviyosundur ha unutmadan geçen yolda yürürken senin parfümün kokusu geldi burnuma gene en agır küfürleri ettim affet o koku sadece senn olmalıydı cennet tanem. . .

16 Eylül 2014 Salı

KARAKTERSİZLİK

Hani özcan denizin bi şarkısı var
'Ah ne zormuş sevdalanması bir erkeğin ağlaması
Seçmedim yaşadım yeri hayat diye
Dibe vurdum lanet olası
Şimdi arkamdan atıp tutuyorlar
Karı gibi acı çekiyor diyorlar
Ben oluk oluk kan kaybında onlar adamlığı inkar zannediyorlar
Soframda her gece bir erkek avrası sevgili çoktan suyun öte yakasında
Bundan daha çok kaybedemem
Şimdi sıra insan gibi acı çekme faslındaÖyle olmuyor böylede olmuyor
Sığmıyor bu benim meşrebime vesselam
Bu değil anamın ben diye büyüttüğü
Uymuyor adamlık hamuruma böyle intikam,
diyor şarkıda az bişey acı çeken  bir insan bu şarkıda neler anlatmakistediğini en derininde hisseder ama sıkıntı olan o değil o acıyı çektirenlerin bunu zevk olarak yapması değilmidir. Hatta iddaya girerim sırf insanlara acı çektirmeyi meslek edinmiş insanlar var onlara ne derecede küfür etmeli sorarım size ...
Diğer boyut ise acı çeken insanların değişmesi bu durumu evrim bile açıklayamaz sanırım çünkü birden bire iyi aile çocugu diye sınıflandırdıgımız sahsın erol taşa dönüşme sürecidir desek yanılmayız.
 düşününsene sürekli yüzü gülen herkes tarafından sevilen cıvıl cıvıl insanın aksi lanet kötülük le beslenen biri olması bence kimse kendi kendine böyle olmak istemez...

yani olayı özetleyecek olursak şarkıdada söylendiği gibi  insanlar ilk önce iyidir daha sonra yediği kazıkların bileşkesi yardımıyla kötü olur .
(kötü insan yokmudur yani ? peki ilk kötü kim ? bu kadar insanın günahını nasıl kaldırır gibi saçma ama düşündürücü sorularıda zaten soran yoktur?



                                                             PAGE  II
HER ŞEYİ ANLARIMDA BİR İNSANIN ARKASINDAN O KADAR KÜFÜR ETTİKTEN SONRA O KADARARKASINDAN KONUŞTUKTUKTAN SONRA NASIL OLURDA HALA ONLA ARKADAŞ KALABİLİYOLAR BU ORUSBU ÇOCUKLUK DEĞİLDE NEDİR. PEKİ YA HAYATINI BELEŞE GETİRMEK İÇİN BAŞKALARINA YARANMAYA ÇALIŞAN İBNELERE NE DEMELİ ONLARDA HİÇ Mİ GURUR YOK HİÇ Mİ KARAKTER YOK BUNLARA KÜFÜR ETMİYCEZDE KİME KÜFÜR EDİCEZ BU TİPLERE ORUSBU ÇOCUGU DEMEYİP KİMLERE DİYECEGİZ .

28 Ağustos 2014 Perşembe

unutulmayanlar. ..

Hıssedıyorum alkolün damarlarımda gezınıp delicesine sarhoş edeceği mutluluk naralarıni arka arkaya sıralayacagına ve sonsuz huzuru sıcak şarapla tadacagımız zamanlar yakın biliyorum gelecek o zamanlarda şimdide iyiyiz ama daha zamanımız var unutma cennet tanem dizelerini herkes bilmez tıpkı yagmurun sonsuz sekılde huzur verdiğini bilmedikleri gibi ve birsey daha şemsiye tutmasını öğrendim cennet tanem. Senle geçtiğim bütün sokakları bütün caddeleri bütün cafelere yeniden uğradım ama hiçbiri seninleyken verdiği tadı vermedi hatta o tatlı yediğimiz yerde tatlı yedim tadı tuzu yoktu ve biliyorum seni her gördüğümde kalbim hızlı atıyor nefes almayı unutuyorum az kaldı ''CENNET TANEM'' az zaman gelecek sonsuza kadar beraber olacagız hep düşlediğimiz gibi hayatımızda senin istediğin herşey olacak  en önemlisi benim hayatımda sen olacaksın bu bana bir ömür yeter . . .
(D'ye yazılmış satırlardan ) 29,08,2014 01,59

24 Ağustos 2014 Pazar

04-06-2011

çıkıs Yok...Hayata Dair mutluluğa dair birşey yok..Geleceğe dair bi amaç yok..Yaşama karşı bi hamlem yok..umutsuzum hayat zevk vermiyor..Allak bullak bir yaşam her gün aynı diyaloglar.."Nasılsın?" sorusuna aynı cevap..İçimdeki değişimi kaybettim her gün aklımda aynı şey ama modeli şekli farklı..Hayata 1-0 yeniğim..İntihar etmeyi düşünüyorum ama hala içimde ufacık bi yarın var.O yarın gerçek olur diye yaşama devam ediyorum..Ama günler geçtikçe imkansıza yürüdüğümü fark ediyorum..Bilemiyorum hayatıma yön veremiyorum..Çok büyük bir risk alıp kontrolü rüzgara bırakıyorum,nere giderse oraya nereye atarsa oraya..Okyanusta kaybolan inci gibi ama ben en değerli kolyede olmak için çaba harcamıyorum..Kendimi dalgalara bıraktım onlarda sürekli kayalara çarpıyor zedeliyor beni..Geçen her dakika dahada uzaklaştırıyor beni..İçimde paylaşmadığım paylaşamadığım şeyler var..Aslında yaşamıma dair bir bilginiz yok sadece kendi yazdıklarımı biliyorsunuz altında yatanlardan haberiniz yok..Çok defa paylaşmak istedim.Yazdım ama taslak olarak asla gönderemedim çünkü sizi ilgilendirmez..İlgilenmekte istemezsiniz..Hatta paylaştığım kişiyi sıktığımı hissettim artık onada yazmıyorum..Kimse sorunun varmı diye sormuyor çünkü sorunum yok, sorun başlı başına benim..Allak bullak bilinç altı yerine yerleştiremediğim şeyler...Mekan, yer, kişi var ama zaman, tarih ve kişilerin gerçekliği kesin değil..Ne garip değil mi? Bu garipliklerle yaşamak, hayal mi gerçek mi düşünmek, cevaplayamadan başka şeylerin gelmesi baş edemiyorum artık..

14 Ağustos 2014 Perşembe

Doğrular

Sevgili “bakkalın önündeki amca”,

Dün sokakta bakıştık biraz, bana gıcık oldun, hatırlıyor musun?

"Ne bakıyor lan bu herif?" diye düşündün hani.

Önünden geçen şortlu kız köşeyi dönene kadar kızın kıçını seyrettiğin için beni biraz geç farkettin ama olsun. Seninle o an konuşamadık, işim vardı. Bari bugün yazayım dedim.

Kadınlar hakkında bilmediğin bazı gerçekler var güzel kardeşim.

Seni üzeceğini bildiğim halde, sana biraz bunlardan bahsedeceğim.

İlgini çekeceğini düşünüyorum.

İlk üzücü haberim, kıyafetlerle ilgili.

Şort, mini etek ya da askılı elbise giyen kadınlar teşhirci değil. Sadece hava sıcak. Ağustos ayında hava genellikle sıcak oluyor.

Şortlu kadın gördüğünde havanın sıcak olduğunu hatırlaman, sakinleşmene yardımcı olacaktır.

Havanın sıcak olup olmadığını Twitter’dan öğrenebilirsin, herkes yazıyor.

Hayallerini kırmak istemem ama, başka bir üzücü haberim daha var:

Geçen hafta sana adres sorarken gülümseyen güzel kız, senin üzerine Nutella döküp yalamak istemiyordu, emin olabilirsin.

İnsanlar iletişim kurarken gülümserler, sen de dene, iyi geliyor güzel amcam.

Yeteri kadar kasmışsın zaten, artık kasma kendini.

Bazı geceler İstiklal’de gördüğün, kahkahalar atarak yürüyen sarhoş kızlar var ya hani. Şaşıracaksın ama, onlar da önlerine gelene “vermiyorlar”. Sadece kız kıza biraz içip, biraz eğlenip, rahatsız edilmeden, taciz edilmeden evlerine gitmek istiyorlar.

Sen Barınç’ı falan dinleme, siktir et.

Kahkaha atan kadının neşesini bozma be kardeşim.

Bırak, ayıptır, rahatsız etme.

Rahatsızlık demişken, sana rahatsız edici bir gerçekten daha bahsetmek istiyorum:

Rastladığın turist kadınlar, sadece bir “Türk erkeği” olduğun için sana hayran falan değiller. Narin kalbini kırdığım için beni affet fakat çocukluğundan beri gazetelerde okuduğun “Türk erkekleri kaplan gibi, aşırı emizlemek istiyorum” türünden röportajları gazeteciler (afedersin) götünden atarak yazıyordu.

Konuyla ilgili başka bir şok edici gerçek daha var:

Geçenlerde Ortaköy’de gördüğün o iki sarışın, uzun boylu Rus kız orospu değildi.

Tüm özgüveninle laf atmana rağmen “fak yu” cevabı vermelerinden anlamalıydın. Bir dahaki sefere hatırla lütfen.

Söylediklerimden hoşlanmıyorsun, biliyorum.

Bir-iki şey daha ekleyip seni yalnız bırakmak istiyorum.

Mesela:

Yan apartmanda her gece evine başka bir erkek çağıran kız var ya, hani yalnız oturan. Evine gelen erkeklerin hepsiyle mutfak tezgahında tepinerek seviştiklerini düşünüyorsun belki, ama o durum da öyle değil güzel arkadaşım.

Kadınlar erkeklerle seks yapmadan sadece arkadaşlık edebiliyorlar. Sen de yapabilirsin, kadınların arkadaşlığı hayatını güzelleştirir.

Bir kadının memelerine bakmadan da onunla konuşabilirsin.

Yeter ki kendine inan.

Son bir noktaya daha parmak basıp konuyu kapatayım:

Kadınlara nasıl bakarsan, onlar da sana öyle bakarlar güzel kardeşim.

31 Temmuz 2014 Perşembe

Dünde kalanlar

Dün profiline girdim, telefondan.



''Bağlantı güvenli değil, devam edilsin mi?'' uyarısı


çıktı karşıma. Sanırım telefon bile artık tanıyordu


seni. Profilinde de ''Arkadaşı Ekle'' yazıyordu.


Sanırım dün yaşanan malum olaylardan sonra


hayatından çıkarmak istemiştin beni.

Yaklaşık 20 dakika önce herkese açık olarak bir

fotoğraf paylaşmıştın. 72 beğeni, 11 yorum vardı.

(Ne hikmetse beğenenlerin çoğuda erkek.) Yoruma

baktım, benim yanındayken kıyamadığımdan

dokunamadığım saçlarından bahsetmişti. ''Saçların

çok güzel olmuş '' diye atılan bir yorum ve

arkasına eklenen yavşakça bir tebessüm işareti.

Cevap olarak attığın yorumu okudum, çok

şaşırdım.

O eski sen olsan, ''al o kalbi g.tüne sok, kaybol

lan'' yazardın.

Fakat sen? ''teşekkür ederim, '' yorumunu atmıştın

bile.

İşte o zaman anladım;

güvenli olmayan bağlantı değil, senmişsin..

(nereden nasıl yada kimle)

29 Temmuz 2014 Salı

Şarkılar .

herşeyi bir tarafa bıraktım kısa zaman önce kin nefret aşk acıma aklınıza gelen herşeyi sadece bir nefes alan vücüt olarak yaşamak nasıl diye merak ettim ...

25 Temmuz 2014 Cuma

DEĞİŞTİN Mİ?

Bu günlerde en sık duyduğum cümle sen çok değiştin oldu niye böylesin neden böyle yapıyorsun abi neyin var bişey mi oldu gibi cümleler birbirini takip ediyor sonrasında sen bizi siklemiyon ayıp sana mesajlara bu kadar erken dönmeseydin iyi olurdu gibi ne yapayım amk hı ne yapayım hayatımı sizin gibiler sikti sürekli bişeylerin sorumlusu oldunuz neden belirtmeden kiminiz benim hakkımda bana ait oldugunu düşündüğünüz düşünceleri başkalarına anlattınız kiminiz çok yanlız kalıncaya kadar aramadınız afedersiniz ama ben yanlızlıkla boğuşurken nerdeydiniz yada ben sevgilimden ayrıldıgımda nerdeydiniz hiç arayı sordunuzmu uzun zaman neler yaşadığımı sormadınız varsa yoksa sizin sıkıntılarınız ben itin götüne sokup çekilmeyecek karakterdeki insanlarla gezerken nerdeydiniz soruyorumm 6 aylık dönemde ben her türlü sıkıntıyı kendim çözmeye çalışırken nerdeydiniz yoktunuz abi yoktunuz ben ameliyat oldum yoktunuz ortalıkta ben kaza yaptım gene yoktunuz ortalıkta ben dizlerim yere değdiginde gene yoktunuz ama ne oldu geri kalktım artık daha gçlü daha saydam şekilde sizinle bi sıkıntım yok yanlış anlamayın tek sıkıntım kalabalığı sevmiyor olmam kusura bakmayın böyle daha iyiyim şimdi ben yokken ne yapıyorsanız onu yapabilirsiniz UZAK DURUN BENDEN YETERLİ BANA. . .

10 Temmuz 2014 Perşembe

Ölmek zaman dilimi mi acaba?

... (az bi zaman sonra)    Yaşadığım zaman diliminde çok şey ögrendim halada ögreniyorum ama bana en net gelen kısım  hayatta küçük şeylerin aslında kocaman oldugu kocaman şeylerin ise küçük olduguydu .
insan doğar büyür yaşar daha iyi yaşar ve daha kötü yaşayanlarla aynı kaderi paylaşır yani ne kadar zengin oldugunun yada ne kadar fakir oldugunun hiç bir önemi yok zamanı gelince önemli olan tek şey senin arkadan bıraktıgın değerli şeyler (maddiyat değil) mesela iyi bir yazı iyi bir ilim yada insanlıga faydalı birşeyler bıraktgın olması gerek ve geride bıraktıgın en önemli şey bu herhalde gülümseyerek seni anan insanların olmasıdır .
Yani kısacası insan  yaşadığı süre içinde ölümle her yüzyüze geldiğinde nefes aldıgı için belki ilahi bir varlıga şükretmesi gerek çünkü hayatın yaşanabilir çevre olması tamamen buna bağlı gibi birşey demiş olsak yanılmayız.
ve son bir şey diyecek olursak doğumla ölüm arasında kalan zaman insanı her türlü şeyle zorluyor o zorlamalarda pes etmeyip devam etmek sizin elinizde unutmayın ne kadar güçlü olursanız hayallerinize ölümden öönce yetişmek sizin için daha kolay olur ...

1 Temmuz 2014 Salı

Sonra mı ?

Biri ile seni sarılırken gördüklerini söylediklerinde inanmadım onlara yalandır dedim sonra kendi kendimi yiyip bitirdim bi süre zaman geçti ben gene unuttum sesini nefesini yüzünü  tek aklımda kalan gülüşündü oan sıgındım korktugum zamanlarda yanlızlaştıgımda gene ona sarıldım üşüdüğümde onunla ısındım taki seni bende başkalarıyla görene kadar gene aynıydın ama o gün o saat o yeri unutmak için herşeyimi verebilirdim ama yapamadım zamanla yoklugun dahada agırlaştı nerden bilebilirdim ki bir gün daha kötü duruma düşecegimi bilemezdim tabi o zaman fazla bekletmedi beni sadece 5 ay kadar sonra geldi adını anmak istemediğim birisi bana senin düğün davetiyeni gösterdi aslında iyiliğime yaptıgından eminim ama bende gene ters tepti bu olay ne yapacagımı bilemedim sadece ağladım onuda yapabildiğim kadar içime içime ağladım kaçıp kurtulmak istedim o şehirden gidebildiğim kadar uzağa ama yapamadım bu zamana  kadar en iyi yaptıgım şeyi yapamadım ben ki her başım sıkıştıgında kaçacak yer bulurken bu sefer bulamadım  daha doğrusu insanlara ne cevap verecegim konusunda korktum bu zamana kadar onlara seni anlatan ben hatta seni anlatmayıp seni onlara yaşatan ben onlara bu halde nasıl olduğumu açıklamayacak kadar çaresizdim oturdum ağladım gene sonra annem fark etmiş bu durumu o sordu ben gene anlatamadım sadece dizlerinin dibinde zırıl zırıl ağladım ne kadar ağladım hatırlamıyorum tam o noktada uyuya kalmışım arada geçen 3 5 7 saat sonra uyandım hala aynı pozisyondaydım annemde aynıydı gene sordu aynı soruyu bu sefer yutkunarak anlattım ona herşeyi herşeyini gülüşünden bahsettim gözlerinin o derin karasından bana kullandıgın kelimelerden bahsettim ona ve annemde anladı ki beni susturdu beni ve dedi ki hiç unutmam o cümleyi ''sen bu dünyada 1 tanesin ama onlardan çok var birşey çok oldugunda değeri azdır ama sen tek oldugun için senin değerin hepsinden fazladır şimdi ağlamayı kesip mutlu olmak istiyorsan git kendine çeki düzen ver biraz bu halde bir yere yollayamam seni dedi'' ve ben rahatlamış hissediyordum biraz daha sanki iyi gelmişti birine bişeyleri zorlada olsa .
Aradan zaman geçti ben toparlandım gibiydi senden bahsedenlere geçmiş çöptür deyip geçiştiriyordum hatta inanmazsın resimlerine hiç ama hiç bakmadım yemin edebilirim bende olanları ise annemle konuştugumuzdan sonra silmiştim bende hiçbirşeyin yoktu en son bi kol saatin vardı bana aldıgın onuda ateşe atmıştım aşıklar tepesinde içerken oda gitmişti ve seni ben ebediyen kendimden uzaklaştırmıştım .
Zaman geçiyo daha iyiye gidiyordum hatta daha daha iyiye senden bahseden boşbagaz kimsede kalmadı etrafımda temizledim hepsini daha doğrusu 3 5 insan dışında kimseyi istemedim hayatımda onlarda zorla kaldılar zaten. . .
 bi gün oturduk bi cafede muhabbet ediyoz arkadaşlarla önce göz yanılsaması zannettim ama dikkatli bakınca senn oldugunu gördüm bitmiş bir halde gibiydin gözlerin eskisi kadar güzel değildi sanki sanırım saçlarınıda döküldüğü için kısa kestirmiştin seni gören tek ben olmadıgıma emindim ama o masadakiler sırf ben üzülmeyim diye seslerini çıkartmadıklarına eminim sen gittin konunu ben açtım ama ordakilerin yüz ifadesini görmen gerekti ne yapıyor bu gibisinden eskiye mi dönüyor korkusu vardı hepsinde devam ettim konuşmaya çok değişmiş dedim eskisi gibi gözleri gülmüyo dedim saçları döküldüğü için kestirmiş kesin dedim bide yüzünde eski mutlu hali yok evliliği yolunda gitmiyor herhalde neyse dedikodusunu yapmayalım dedim sonra konuyu kapattım ordan ayrılınca üzerimden büyük bir yük kalkmış gibiydi o anki yüzünü aklıma getirdim ve yeni birşeyler olması gerek dedim olacaktı olmak zorundaydı . . .

21 Haziran 2014 Cumartesi

hep aynı nokta ...

Kızların kendilerini seven ama çekici bulmadıkları erkekleri kullanması,onlara sevgililerini,sorunlarını anlatmaları,işlerine koşturtmaları çok acımasızca değil mi ? Bir tarafta gerçekten seven bir erkek,acısını içine gömüp sadece onun yanında olmak için bile bin bir türlü dert çeken erkek varken kızların gidip karaktersiz olanı seçip sonrada romantizm ve aşk acısı gibi durumlardan bahsetmesi çok kaşarca değil mi ? Genel olarak erkekler daha çok sever kadınlardan.

Karalamak mı ???

Giden herşey için bahanesi olan insanlar tanıdım birde gidenlerin arkasından bakakalan çaresizleri.
Öyle insanlar vardı ki herşey bir umut diye yırtınan varını yoğunu koyan onu resmen tanrılaştırmış ve o gidince şekeri elinden alınmış çocuk gibi ağlayanlar vardı . enteresan kültürlerin toplumsal girişmesi desek daha mantıklı bu olaylara aman neyse gidenler hep kaybeder gibi bi teori vardı oda çürüdü zamanla yani benim için çürüdü aslında çürüttüm desek daha doğru olur gibisinden .
  zaman yakın insanlar uzak yollar kısalmış ama ayrılma nedenleri hep aynı iki kafa arasındaki uzaklık desek yeridir . her gün iç içe oldugunuz insanla küçük birşeyin yüzüne mesafe kısa olsada düşman iki yabancı olabiliyoruz onun sesini duymadan uyuyamadığımız günlere lanet ederken bile onu özlüyoruz gibisinden şeyler kafamızdan geçiyor ama kulagımızın duydukları o özlemi resmen tecavüz baskısıyla sindiriyor abi durum vahim billahi vahim o kadar vahim ki nefes alsın yeter mantıgına bürünüyo bir süre sonra zihin hepsini geçtim karşı cinse bir ihtiyaç objesi gibi bakmaya başlıyo onlar değersiz bir varlık gibi görüyo degersizleştiriyo kısacası gözünde önce tanrılaştırdı sonra taptı sonra tamamen dğersiz birşey haline getirdi yani .
Uzun mesele bu işler ya sevin adam akıllı yada bırakın uçsun kuşunuz siz hayatınıza bakın nefesi düzğün alıp vermesini ögrenin gerisi istediği gibi oluyo tanrının ha kimseye de öyle ahım vahım değer vermeyin tepenize çıkartmayın yeri geldiğinde siktiri basın ...

15 Haziran 2014 Pazar

GEL BE KADINNNNN

Sanırım bitmeyecek bir acıya gebe kalmış kalbim, ellerini hayallerime sarmalayıp, bıraktığın köşe başında yolunu gözlüyorum...
Biliyorum gelmeyeceksin, Ve bir başkasının yüzüne değen ellerin kırılsın yüreğimde...

GEL BE KADIN YETER

Ben senin her yorulduğunda dinlenecegin bir liman değilim ama fenerim her istediğinde sana yol gösterir marinam her zaman sakindir çünkü kimse oranin sakin olduğunu düşünmez sürekli birileri var gibi durur orası orada olanlar ise sadece ziyaret için oradadir. unutma her deniz kenari olan yer benimdir ama fenerim tektir . . 

13 Mayıs 2014 Salı

Gittim ve pişman değilim..

Bazenli zamanlar vardır insan hayatında kalırsın gidersin seversin sevmezsin gibi olayın bir boyutu var ki arş-ı ala denilen nokta olsa gerek o ki sizi en dipten en yukarı en yukarıdan en dibe çeker... 
Bazen bir insanı çok seversiniz o kadar çok seversiniz ki onu üzmek kırmak incitmek hatta kullandığınız cümlelerde kötü anlam çıkarmaması için herseyi yaparsınız hatta bazen onu üzmemek adına gidersiniz sırf onun sevgi ile atan kalbi nefretle atmasın diye. Yani olay şu giden biri herzaman sizi sevmediğinden gitmez size kıyamadıgı için gider. 20 nisan 2014 23:47

22 Nisan 2014 Salı

KADINLAR NE İSTER ?

Kadınlar, kendilerini seven adamlardan hoşlanmazlar. Kadınlar ulaşamadıklarına tutulur, onlar için mücadele eder, elinin altındakini de her ihtimale karşı hazırda tutar, onları bütünüyle kaybetmek istemezler. Ne kadar akıllı olursa olsun, kalbi ve aklı arasında kalan bir kadın, doğruyu bilmesine rağmen yanlışa gider. Düşer dizlerinin üstüne, oturur kendi haline acır.
Kadınlar asla iyi adam sevmezler.
ÖS

21 Nisan 2014 Pazartesi

...yanlızlığın devam ediyor

sonra birkaç bira açıyorsun,
onlarca sigara yakıyorsun,
ilham gelirse kabiliyetin de varsa hani bir de şiir yazıyorsun,
gelmezse paso iç acıtan şarkılar dinliyorsun falan,
en sonunda yorgun düşüp uyuyorsun.
sabah gözlerini açtığında, bir de bakıyorsun
kaldığın yerden yalnızlığa devam...
bitmiyor hiç.
bayram karakeçili

20 Nisan 2014 Pazar

DÜRÜST ERKEK

piç erkek zaten dürüst olan erkektir. çekici tarafı da odur zaten. kendini kandırmaz, ümit vermez, sevişmek istiyorsa söyler, işi varsa gelemem der. sizin dürüstlükle karıştırdığınız erkek de kadını elde etmek için yapmadığı şirinlik, eylemediği jest ve mimik kalmaz. kadınlar bu tür erkeklere de kendi aralarında "tayfun sen son zamanlarda çok değiştin" derler. bunu iki kez deneyimleyen kadın da piç sandığınız erkeklerden yana kullanır seçimini. sizin gözünüzde piçtir o erkek çünkü kadınla tanışma faslında yapmaya götünüzün yemediği dürüstlüğü onlar yapar. siz de evde oturur ben çok iyi adamım neden hala otuzbir çekiyorum dersiniz.

19 Nisan 2014 Cumartesi

söylemeden edemedim !!

BURADA YAZILAN YAZILAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR KÜMSEYİ AMA KİMSEYİ İMA ETMEK YADA BENZETMEDE BULUNMAK YADA İZİNSİZ KOPYALAMAK PAYLAŞMAK YADA NE BİLEYİM KIZLARA BURA ÜZERİNDEN HAVA ATMAK YASAKTIR ADAMIN (YADA KIZIN) AĞZININ ORTASINA SIÇARLAR

13 Şubat 2014 Perşembe

SONRADA NEDEN BÖYLESİN BUNLAR YETMEZ Mİ ?

oyunlar oyunlar oyunlar ve yalanlar sevilen insancıklar ve seven insanlar hatay hep bi oyunun tekrarı aslında ümitsizlik bağları kopmuş dünya üzerinde hep sevilen bi topluluk var aslında çok büyük onlar nasıl becerdiklerini bilmiyorum ama hep seviliyorlar bunun mantıklı bir acıklaması var mı bence yok ama bi tahmin yürütmek gerekirse işin içine oyun giriyor ve bunu ustalıkla yapıyorlar sanki bir günbatımı kadar etkileyici bir görsel sunuyorlar bence bunun sebebi bu olması lazım ya sevenlerin içinde bulundukları pasaj ona ne demeli o pasajda sadece kukla olmaya işleri bitince bir kenara atılmalarına asıl iş burada kısa ama gerçek bi öykü var aslında bu konu ile ilgili ''uzun ama bence okuyun''
kadınlar, sevgili olmayan/olmayacak erkekleri diğer kadınlar ile anlaşamıyorum kisvesi altında hayatlarına sokarlar. gariban erkek, hayatlarına girer. girmemesi güçtür. altını çizerek, tekrar ama tekrar söyleyebileceğim bir şeyi yazıyorum; erkekler kadınlardan daha duygusaldır. kadınlar kedi sevmeyi, battaniye altında üşümeyi, soğuk havada cam kenarında kahve içmeyi, sevdikleri için ağlamayı duygusallık sayarlar, zannederler. bu yaptıkları sadece samimiyetsiz bir klişeler görüntüsüdür. erkek daha çok hisseder, daha çok acı çeker, daha büyük ve yüce sever, ayrıldığında daha zor unutur. dağı delen şirin değil ferhat'tır. çölleri aşan leyla değil mecnun'dur. şirin ve leyla o esnada saraydaki odalarında beklemektedirler. olay bundan ibaret, bir erkeğin sevdiği için yapmayacağı şey yok. kadınlar böyle değil, zoru görünce kaçar gider çoğu. istisnaları ile tanıştım. hepsi evli/erkek arkadaşları var. adamlar bu kızları 15-16 yaşından affedersiniz ama kapmışlar. 10 yıldır da ayrılmamışlar. niye ayrılsınlar ki?

konuya tekrar dönüyorum. kadınlar bu adamları hayatlarına soktuklarında ne düşünür hisseder bilmiyorum. ancak varsayımlarla yola çıkabilirim. ama bu adamlara bu kadınlar içlerini döker. içlerini dökmekten de öte saatlerce kendi hayatları ile ilgili gereksiz ayrıntıları anlatırlar. "ya ben kolyemi kaybetmişim" "çanta almam lazım" "italyan erkekleri çok yakışıklı ya" vs vs gibi bir erkeğin hiç ilgisini çekmeyecek, çekmeyen şeyleri anlatırlar. kadınlarla aralarında bu konuşmaları pek yapamazlar. çünkü kadınların bazı özellikleri prototiptir. hangi kadına sorsanız "ben farklıyım, bu camiaya ait değilim" der ama hepsinin, özellikle türkiye'de, hepsinin ortak özelliği dengesizlik'tir. dengesiz olmayan bir kadınla henüz daha karşılaşmadım. kendine dürüst olan kadınlar bunu kendilerine de itiraf ediyorlar, size de. "evet dengesizim" diyorlar. çirkin olanları(karakter olarak, fiziksellik tamamen giri dışı) suçu yine sözde duygusallık, hormonlar ve pms dönemlerine atıyor. iyi de norveçli kızımız da pms oluyor? onda hormon yok mu? ya meksikalı? o da her ay yumurtalarını atıyor? senin fizyolojik olarak farkın ne ki?(ekstrem durumlar olabilir, konu dışı)

neyse efendim, bu kadınlar hayatlarındaki her şeyi erkeklere anlatıp anlatıp mutlu olurlar. paylaştıklarını zannederler. aslında hissettikleri içlerindeki her şeyi kusup, yalnız kaldıklarını düşünerek birine tutunma ihtiyacıdır. erkek bunları dinlemek istemez ama yine de katlanır. kadın hayatını o kadar çok erkeğe kusar ki, erkek bir noktadan sonra kadının hayatının bir parçası olduğunu hisseder. istemsizce kendisine karşı duygular beslendiğini düşünmeye başlar. her erkek düşünür, ben de düşündüm arkadaşlarım da. bir kadın her sabah kalkar kalkmaz size günaydın diyorsa, gece yatana kadar en fazla 20 dakika aralıklarla sizinle konuşuyorsa, akşam en son size iyi geceler deyip yatağına giriyorsa, sizinle konuşmayı seviyorsa ve bir şeyler anlatıyorsa her erkek, o kadının kendisine karşı ilgi duyduğunu düşünür. ama işin aslı böyle değil.

kadınların bu yaptığını zaten erkekler istemiyor ama kadınlar ısrarla yapıyor. halbuki bunu yapmak için psikolog diye bir kavram var. 1 saat gidip aşağı yukarı 100 tl bayılıp hiç susmadan, ağzın kuruyana kadar her şeyi anlatabilirsin. ama kadın bunu istemiyor. o erkeği istiyor. çünkü o erkeğin ilgisine ihtiyacı var. bunu arzuluyor, buna şiddetle ihtiyaç duyuyor. ama istediği sadece ilgi. başka bir şey değil. "seninle hep konuşurum, habire bir şeyler anlatırım. seni hatta özlerim. kimbilir belki bir gün seni severim ama asla ama asla benden bir şey bekleme!! sevgilin olmam!!" der kadın. o erkeğin ilgisi önemlidir ama o erkek beyaz atlı prens kesinlikle değildir. beyaz atlı prenslere hayat anlatılmaz, dertler, sorunlar, mutluluklar, coşkular anlatılmaz. beyaz atlı prense sadece aşık olunur. kadın aşık olunca saçmalar zaten.

bu hataya erkekler çok sık düşüyor. bakın yeniden diyorum, ben de düştüm. 30 yaşındayım ve 31'den gün alıyorum. bunu aydınlatma amacıyla yazıyorum. aynı zamanda çok yakın bir arkadaşım da bu durumu yaşıyor. yaşadı. adam geldi bana bir gün dedi ki "abi ben bir kızla günde 10 saatten fazla konuşuyorum. sürekli bir şeyler paylaşıyoruz. beni rüyalarında gördüğünü söylüyor, beni özlediğini söylüyor. hatta bana beni sevdiğini bile söyledi!". "eee, ne güzel işte beraber olun o zaman. tut elini, sarıl ve takılın" dedim haliyle. adamın bana dediği şu; "abi kız seviyor ama sevgili olmak istemiyor..". oğlum manyak mısınız siz? nasıl bu konuma düşürüyorsunuz kendinizi? sonra günde 2 paket sigara içip alkol masalarından kalkmıyorsunuz. hiç mi anlamıyorsunuz, günde sana 10 saat abuk sabuk şeyleri anlatan kadına sen değil anlatmak iyi geliyordur. senin yerine put koysalar kadın o puta da anlatır. köpek koysan ona da anlatır. ama onların vereceği ilgi senin ilgine eş değil. çünkü sen zamanla seveceksin. onu düşünecek, arzulayacaksın. folloş hale geleceksin. kadının niye sikinde olsun? ona göre siz yakın arkadaştınız(!), ama sen duygular beslemeye başlayınca her şeyi mahvettin. bu kadar basit.

neyse, bu adam gitti 2 hafta sonra aradı beni. adam gözyaşları içinde. bildiğiniz salya sümük ağlıyor. dedim "ne oldu oğlum ya. silkelen allah aşkına, kendine gel.." adam içimi parçaladı, biliyordum. "sevdik, sevildiğimiz söylendi ama canı sıkılıyormuş. hayatına giren başka şeyler yüzünden ilgi hissettiğini düşünüyormuş. benimle konuşmak ona çok iyi geliyormuş ama hepsi bu.." e oğlum demedik mi sana? sevmediğim adam olsa "gerizekalısın siktir git!" derdim, atladım yanına gittim. içim paramparça oldu yemin ederim çünkü 8 yıl önceki halimi gördüm. adam bildiğin dağılmış, kültablası dağ olmuş sigara içmekten. eli ayağı titriyor. gir bi duşa dedim hareket edemiyor, tuttum kendim soktum adamı duşa. üstüne soğuk suyu bocaladım. kahve yaptım. sabaha kadar konuştuk. habire anlatıyor, "sevdim, sevdim, sevdim de sevdim.." iyi de kardeşim sevilmemişsin. sana sadece sevildiğin hissettirilmiş. yani ona daha iyi gelmen için seninle oyun oynanmış. adama bunu dedim yine ağlamaya başladı.

"bak" dedim. "ben 23 yaşındayken bu dünyadaki en haysiyetli, en şerefli, en onurlu, en ince insanlaran birisiydim. dürüsttüm, fedakardım. sevdiğime gitmek için, cebimde para yokken 30 km yol yürüdüm gecenin 2'sinde. ona hayatımı sundum, önerdim. seninle yaşarım, seninle ölürüm dedim. önünde engel olmam, yanında yürürüm, elini tutarım tüm engelleri beraber aşarız dedim." "niye olmadı be abi?" dedi bana. "seninle aynı cevapları duydum çünkü. ben kimseye acı çektiremezdim. yaralayamazdım. darbe vuramazdım. ben kadına el kaldıramazdım. hakaret edemezdim. insan sevdiğine kötü söz söyler mi hiç? ben arkadaştım onun için sadece. o böyle görmüştü beni. kendi kafasında öyle yaratmış. ben sevmiştim. olmadı. bir kadınla günde 10 saat konuşuyorsan o ilişkiyi bundan sonra derhal bitir. kadına kendini tanıt, seni bilsin. daha sonra gereksiz ayrıntılarla boğulma sonra. bir şey anlatınca 'he' deyip çek git" dedim. doğrusu bu çünkü. erkek adam sevince çekip gitmesini bilmeli. bu gereksiz ayrıntılarla kendisini boğmamalı. kadın bir şeyler anlatmak istiyorsa gitsin kız arkadaşlarına anlatsın, dinlemiyorlarsa günlük tutsun veya psikolog'a gitsin. ama işte, onlarda ilgi faktörü yok. "kadınlar her zaman can yakmaya devam edecekler. bak sana bir arkadaşımın sözü ile veda edeyim, en yakın kız arkadaşımdı ama gerçekten arkadaşımdı. 'kadınlar şeytandır' demişti bana bir gün. tüm kadınların içinde o şeytanlık vardır. onların planlarını öğrenmen imkansız." dedim. iznimi istedim.

"şimdi neden böylesin?" diye sordu bana.

"nasılım?" diye cevap verdim.

"hiçbir şeyi siklemiyorsun. umrunda değil, kadınların hayatına girip mahvedip bırakıyorsun. onlara resmen sadece sikilecek varlıklar gibi bakıyorsun. neden?" diye sordu. o an önemliydi çünkü onun geleceğini de etkileyecektim.

"her erkeğin hayatına bir kötü kadın girer. bunlar genelde bencil, egoist, çıkarcı olurlar. seninkine de girmiş. bundna sonra değişmek sana kalmış. benim acımadığım, umursamadığım kadınlar bu kötü kadınlar. ben onları tanıyabiliyorum. hayatıma sokup ağızlarına sıçıp bırakıyorum, artık param da olduğu için bu işi daha rahat yapıyorum. o kadınlar ağızlarına sıçıldığında normale dönüyorlar çünkü. bazı kadınların bu dünyada bir birey olduklarını, prenses olmadıklarını anlamaları için hakarete ve kötü davranılmaya ihtiyacı var. siz geceleri rahat uyuyun diye yapıyorum bunu. o kadınlar sizi bulup da canınızı daha fazla yakmasın diye yapıyorum. bundan sonra sen de böyle ol, adam ol. hayatını çöpe atma."

çıktım arkadşaın evden, nereden baksan 9 yıl falan olmuş o sevgili olmayan erkek arkadaş konumuna düştüğümden. yıllardır hissetmediğim bir duyguyu hissettim. göğsüm sıkışıyordu, kalbim acıyordu cidden. erkekler cidden unutamıyor dedim kendime. eskinin üstüne toprak attık ama bir işe yaramıyor, hala zombi gibi çıkıyor arada dedim güldüm. arabaya bndim, telefona 7 tane mesaj gelmiş "canım neredesin?" "ya cevap versene?" "aşkım bana kızdın mı??" vs vs diye. gittim, yine görevimi yaptım. ama o 9 yıl önceki kadını unutamıyorum. bana o acılar çektireni. ilkler unutulmaz ya, bu da öyle. bedduam yok. ama erkeklere de buradan tekrar seslenmeyi borç bilirim.

yapmayın! bir kadın size hayatı ile ilgili gereksiz ayrıntıları anlatırsa kaçın. çünkü %99 o kadına aşık olacaksınız ve %99 o kadın sizi sevmeyecek, siktiri yiyeceksiniz. %1 için aylarınızdan, yıllarınızdan vazgeçmeyin. bir gün çıkar karşınıza gerçek bir kadın, kadın gibi kadın. sizi sever, sizinle olmak ister. o zaman da tipine falan bakmayın. sizi gerçekten sevebilen bir kadın bulursanız kaçırmayın. çünkü sevmek kolay ve rahat olanı, zira eminsiniz. ama sevilmek çok zor. emin olmak da öyle. olursanız anında kapın. olasılıklar az, ihtimal düşük, hayat da zor ve gittikçe ilişkiler daha da yozlaşıp zorlaşıyor ve bu etrafında sevgili olmayan erkek arkadaş bulundurmak isteyip ego tatmini yapmak isteyen kadınların sayısı hızla artıyor.

kendinizi koruyun. bu tiplerden kollayın''
yani olay bu hepimiz böyle olacagız diye bir durum yok ama çok değil 2 sene önce bundan daha beterini yaşadım hatta daha daha beterini rusların deyimi ile oçin oçin beterini o zamanlar yanımda kardeşim dediğim orusbu çocuğu bile bana siktiri çekmişti ama tek bi adam vardı yanımda oda zaten kendini biliyor şimdi ise böyle birşey olsa ama olmasın hiç kimseye olmasın ben kötüyüm desem sevgilisini bırakıp gelecek okulu bırakıp gelecek ADAM sayısında artış var zaman geçtikçe büyüyoruz çevremizi tanıyoruz ve kız için içilen biralara siğaraları keyfimizden içiyoruz yani keyf .

diğer olay ise gece yazıları ben geceleri o kadar yazı yazdım ki ben bile unuttum yazılanları bazen eski dosyaların içlerine bakıpta hoşuma giden yazıları altına tarih atmasam tanıyamıyorum yani o kadar duygu yüklü şeyler yazıyorum ki ağladığım yada yazarken ağladığım şeylerde var peki niye yazıyorum bilmem o kadar şey yazıldıki zamanın da kız için di geneli bazıları ise söylemek için geç kalınan şeylerdi yani yazdım yazdık yazıyoruz ama bunları boşa yazdığımız gerçegini hiç kimse bilmez ne o yazıyı yamanıza neden olan nede bir başkası hepsi sil tuşu kadar yakındır insana silersin yada arşivlersin o senin bileceğin iş ama kimse anlamıyor ya o yazılanları işte o koyuyor adama ya yazıcağız yazdıklarımızı bunu yazdıranın götüne sokucaz yada siktir et amk deyip geçicez ne yapalım derseniz kel ilacı bulsa önce kendi kafasına sürerdi yani kendinize iyi davranın ha bu arada herkesin bir sevdiği bir beklediği var ben ise onun adına kitaplar yazıyor neler neler yapıyorum uzaktan gördüğüde elim ayağıma dolaşıyor mesela kısa zaman önce ona sarıldım ve o sarılma annda onu içinde bişeyler varmı diye merak ettim  ve o anın hiç bitmemesini istedim ama bitti bende bunları yazdım . .

29 /08/ 2013 saat 20:46